Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İsrail saldırılarının ardından büyük zarar gören Lübnan’ın durumunu değerlendirmek üzere New York’ta bir acil oturum düzenledi. Oturuma Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de katıldı. Borrell, Lübnan’daki insani krizi eleştirirken Ekim 2023’ten bu yana 60 bin Lübnanlının evlerini terk etmek zorunda kaldığını ve 200 bin Lübnanlının evleri yıkılmışken çatışmalardan kaçtığını belirtti. Geri dönülecek bir yer olmadığını ifade etti ve Lübnan’ın yeni bir Gazze’ye dönüştüğü uyarısında bulundu.
Borrell, gerilimin artmasının sorunları çözmeyeceğini vurgulayarak Güney Lübnan ve Gazze arasında paralellik çizdi. Aynı zamanda Güney Lübnan’ın Gazze gibi olmasını önlemek gerektiğini belirten Borrell, çözüm için BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararına dikkat çekti. Konseyi eleştiren Borrell, krizleri çözmede yetersiz kaldığını ve alınan kararların uygulanmadığını söyledi.
Josep Borrell, Mavi Hat boyunca barış sağlanması gerektiğini vurgulayarak yaşam içgüdüsünün ölüm içgüdüsünden önce gelmesi gerektiğini belirtti. Aynı zamanda 1701 sayılı kararın uygulanması çağrısında bulundu ve düşmanlıkların askıya alınması gerektiğini söyledi. Borrell’un konuşmasının ardından AB Yüksek Temsilcisi olarak Mavi Hat boyunca düşmanlıkların durdurulması ve kararın uygulanması için çağrıda bulunuldu.
Anadolu Ajansı’ndan alınan bilgilere göre, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Lübnan durumunu değerlendirmek üzere yapılan acil oturumuna Josep Borrell’in katılımı, Lübnan’da yaşanan insani krizin vurgulanmasına ve uluslararası toplumun duyarlılığının artmasına neden oldu. Borrell’in çözüm için yapılan çağrılar üzerine BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçip nasıl bir adım atacağı merak konusu olmaya devam etmektedir.
Sonuç olarak, Josep Borrell’in BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada Lübnan’ın durumu ve yaşanan insani krize dikkat çekilerek çözüm için adımlar atılması gerektiği vurgulanmıştır. Güney Lübnan’da yaşananlar ile Gazze’deki durum arasında paralellik çizilmiş ve Lübnan’ın yeni bir Gazze’ye dönüşmemesi için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiği belirtilmiştir. Borrell’in yaptığı çağrılar ve eleştiriler, Lübnan krizine ilişkin uluslararası müdahalelerin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.