Brezilya’da Ortalığı Karıştıran Darbe İddiası…
Brezilya’nın son günlerde yaşadığı olaylar, ülke gündemini derinden sarstı. Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın G20 Liderler Zirvesi’nden dönüşünün ardından, etkinlik boyunca onun yanında bulunan beş personel, darbe girişimi iddiasıyla tutuklandı. Bu personelin arasında dört askeri kişi ile bir üst düzey polis yetkilisi bulunuyor. Tutuklanan şüphelilerin, Lula da Silva’ya suikast hazırlıkları yaptığı öne sürülüyor.
Yargının Otoritesini Zayıflatmayı Amaçladılar
Ulusal basında yer alan bilgilere göre, Yüksek Mahkeme Yargıcı Alexandre de Moraes, bu tutuklamaların ardından yaptığı açıklamada, “Seçilmiş hükümetin göreve başlamasını engellemeyi, demokrasinin özgürce uygulanmasının önüne geçmeyi ve Brezilya yargısının otoritesini zayıflatmayı amaçladılar.” ifadelerini kullandı. Söz konusu beş kişinin, Devlet Başkanı Lula da Silva’nın yanı sıra, Devlet Başkan Yardımcısı Geraldo Alckmin ve Yüksek Mahkeme Yargıcı De Moraes’i de öldürmeyi planladığı bildirildi.
Daha Önce de Darbe Girişiminde Bulundular
Brezilya Federal Polisi, şüphelilerin daha önce de bir darbe girişiminde bulunduğunu ortaya çıkardı. 15 Aralık 2022 tarihinde “Yeşil ve Sarı Hançer” adını verdikleri bir plan hazırladıkları ve ilk etapta o dönemin Devlet Başkan Yardımcısı Alckmin’i hedef aldıkları kaydedildi. Bu durum, muhalefetin ve anayasa karşıtı hareketlerin Brezilya’daki etkisini ve planlarını ortaya koyuyor.
Ulusal Kongre Binasını Bastılar
Brezilya, 30 Ekim 2022’de yapılan ikinci tur devlet başkanlığı seçimlerinde çıkan sonuçlarla da çalkalanmıştı. Sol görüşlü Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, aşırı sağcı eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’yu seçimde mağlup etti. Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından, Bolsonaro destekçileri ülkemizde günlerce süren otoyol kapatma eylemleri düzenlediler. 8 Ocak tarihinde ise bu destekçiler, ordunun müdahalede bulunması amacıyla slogan atarak polis bariyerini aşarak Ulusal Kongre binasını bastılar. Bu eylem sırasında, polis, göstericilerin Devlet Başkanlığı Sarayı ve Yüksek Mahkeme binasına girmesini de engelleyemedi.
Tüm bu olaylar, Brezilya’nın siyasi ortamının ne derece derin bir kriz içinde olduğunu ve demokrasinin tehdit altında olduğunu göstermektedir. Ülkede yaşanan bu tür darbe girişimlerinin ve anayasa karşıtı hareketlerin, halkın güvenliğini ve devletin otoritesini sorgulanır hale getirdiği söylenebilir. Uzmanlar, Brezilya’nın bu krizi aşabilmesi için toplumun her kesiminin bir araya gelerek, demokrasinin savunulması konusunda ortak bir duruş sergilemesi gerektiğine vurgu yapıyorlar.
Sonuç olarak, Brezilya’da yaşanan bu darbe girişimi ve onunla bağlantılı olaylar, sadece Brezilya için değil, tüm Latin Amerika için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Demokratik değerlerin korunması ve toplumun huzurunun sağlanması adına ciddi adımlar atılması gerektiği aşikâr.