Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Pankin, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü (APEC) toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Bu toplantıda, APEC üyesi ülkelerin dışişleri ve ticaret bakanları bir araya geldi. Pankin, Endonezya, Malezya ve Tayland’ın BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ülkeleri arasında yer aldığını belirtti. Bu durum, BRICS’in uluslararası alandaki etkisini genişletme çabalarının bir parçası olarak yorumlandı.
Pankin, Kazan’da düzenlenen BRICS zirvesine de değinerek, bu zirvenin dünya genelinde adil bir dünya düzeni kurma, küresel kurumlarda reform yapma ve eşitlikçi ekonomik bağlar tesis etme arzusunun altını çizdi. Bu toplantılar, küresel işbirliği ve dayanışma açısından önemli bir zemin oluşturmasına katkıda bulunuyor.
Ayrıca, Pankin, BRICS ülkeleri arasında ticaret, yatırım, yapay zeka, enerji, iklim değişikliği ve lojistik alanlarında önemli bir anlaşma paketi imzalandığını belirtti. Bu gelişmeler, BRICS ülkelerinin yeniden şekillenen dünya ekonomik düzeninde daha etkin bir rol oynamak istediğini gösteriyor. Pankin, APEC’teki ortak ülkelerin, yani Endonezya, Malezya ve Tayland’ın BRICS’in yeni ortakları haline geldiğini vurguladı.
Bu bağlamda, BRICS, yalnızca ekonomik işbirliği değil, aynı zamanda siyasi diyalog ve kültürel etkileşim alanlarında da genişlemeye yönelik adımlar atıyor. Pankin’in açıklamaları, APEC ülkeleri ile BRICS arasındaki ilişkilerin derinleşeceğine dair önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor. Bu tür uluslararası toplantılar, ülkelerin birbirleriyle olan diplomatik ve ekonomik ilişkilerini pekiştirmekte kritik bir rol oynuyor.
Sonuç olarak, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Pankin’in yaptığı bu önemli açıklamalar, BRICS’in Asya-Pasifik bölgesindeki büyümekte olan etkisini ve ortaklıklarını güçlendirmeye yönelik stratejik adımlarını gözler önüne seriyor. Endonezya, Malezya ve Tayland’ın BRICS ile olan yeni ilişkileri, küresel ekonomik dengeleri değiştirme potansiyeline sahip bir dönüşüm sürecinin başlangıcını işaret ediyor. Bu tür uluslararası işbirlikleri, önümüzdeki dönemlerde küresel dinamiklerin nasıl şekilleneceği konusunda da büyük bir etki yaratabilir.