Dijital alanda faaliyet gösteren ve yeni ürünler geliştiren bir grup insan var, bu insanlara “dijital göçebeler” deniyor. Bu dijital göçebeler, paralı olarak çalışıyor ve her ülkenin onları beklemesini istiyor. Koronavirüs salgını ile birlikte, dünya genelinde sayıları 40 milyonu aşan dijital göçebeler, ülkeler için önemli bir gelir kaynağı haline geldi. Bilim, sanayi ve teknoloji gibi alanlarda rekabet eden ülkeler için dijital göçebeler, ekonomik faydalar sağlayan bir kaynak haline geldi.
Dijital göçebelerin sayısı hızla artıyor ve Eylül 2021’de 21 olan dijital göçebe vizesi veren ülke sayısı, Nisan 2021 itibarıyla 58’e yükseldi. Ayrıca, 30’a yakın ülke de teşviklerle vize politikalarını güncellemek için çalışmalar yürütüyor. Geçen yıl birçok ülke agresif teşvik programları başlatarak, milyonlarca paralı göçmeni çekmek için rekabetçi politikalar izledi.
Türkiye de dijital göçebeleri çekmek için yeni bir vize programı başlattı. Bu program kapsamında, Avrupa ülkeleri ile Amerika, Kanada, Rusya, Ukrayna ve Belarus vatandaşlarına 21-55 yaş aralığında, üniversite diploması ve dijital göçebe olarak çalıştıklarını kanıtlayan belgelerle başvuru kabul ediyor.
Dünya genelinde dijital göçebelerin sayısının 40 milyonu aştığı ve bu sayının 2030 yılına kadar 60 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle ülkeler, dijital göçebe vizesi politikalarını revize ederek rekabetçi hale getirmeye çalışıyorlar. Bazı ülkeler, dijital göçebelere belirli gelir ve süre kriterleri koşarak vize veriyorlar. Örneğin Almanya, Antigua ve Barbuda, İspanya, Türkiye gibi ülkeler bu programları sürdürüyorlar.
Her bir ülkenin dijital göçebelere yönelik farklı kriterleri ve şartları bulunuyor. Bazı ülkeler gelir şartı koşarken, bazıları ise süre şartı arıyor. Bu kapsamda, her ülkenin sunulan imkanları ve teşvikleri değerlendirerek dijital göçebeler için cazip bir hedef olabileceklerine dair çalışmalarına devam etmektedir. Bu durum, dijital göçebe kavramının ve onların dünya üzerindeki ekonomik etkilerini artan bir şekilde göstermektedir.
