Amerika Birleşik Devletleri’nde sosyal medya fenomeni olarak tanınan Kate Heintzelman, ilginç yemek paylaşımları ile geniş bir takipçi kitlesine ulaşmış durumda. Ancak, son paylaştığı video ile büyük bir tartışma yaratarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Şükran Günü’nde hazırladığı hindiyi pişirme şekli, izleyenlerin hayretle karşıladığı bir olay haline geldi.
Heintzelman’ın Instagram hesabında paylaştığı videoda, bir çiğ hindiyi tuvaletin içine koyarak sosladığı dikkat çekiyor. Bu sıra dışı işlem, birçok kişi tarafından sağlıksız ve hijyenik olmayan bir yöntem olarak değerlendirildi. Heintzelman, bu anları kaydederek takipçileriyle paylaştı ve videonun altında yaptığı işlemi savunmak için çeşitli açıklamalar yaptı.
Fenomen, yüksek sıcaklıkta pişirerek mikropların öldüğünü iddia etti ve bu nedenle hindinin tuvalette soslanmasının bir sorun teşkil etmeyeceğini belirtti. “Mikroplar pişerken ölür” ifadesini kullanarak, takipçilerini bilgilendirmeye çalıştı. Ancak bu açıklamaları, takipçileri ve izleyicileri arasında oldukça olumsuz karşılandı.
Videonun altındaki açıklaması ise durumun daha da ilginç hale gelmesine sebep oldu. Heintzelman, “Şükran Günü yemeği yapma sırası size geldiğinde ama ne yaptığınızı bilmediğinizde… Ayrıca mikroplar 140 derecede ölür diye korkmayın. Ben bunu 300 derecede pişirdim” gibi ifadeler kullanarak, izleyicilerin eleştirilerini görmezden gelerek kendi inandığı şekilde davranmaya devam etti.
Takipçileri ise bu davranışı eleştirerek, sağlıksız teknikler ve yöntemler kullanarak izlenme hedefleyen fenomeni kınadı. Birçok kişi, bu tür davranışların sosyal medya platformları aracılığıyla yayılıyor olmasının tehlikeli olduğunu vurguladı. Böyle bir yöntemle yemek pişirmek, hem hijyen hem de sağlık açısından büyük riskler barındırıyor. Bu durum, sosyal medya fenomenlerinin sorumluluklarının zirveye çıktığı bu dönemde dikkat çekici bir örnek oldu.
Sonuç olarak, Kate Heintzelman’ın tuvalette sosladığı hindiyi pişirme yöntemi büyük bir tartışma başlattı. Bu olay, sosyal medya üzerindeki ilginç ve dikkat çekici içeriklerin sağlık açısından ne denli riskler taşıyabileceğinin altını çizerken, fenomenlerin de bu tür içerikleri paylaşmadan önce düşünmeleri gerektiğini gözler önüne serdi. Heintzelman’ın yaşadığı bu olumsuz tecrübeyle birlikte izleyicilere, sosyal medya içeriklerini dikkatli bir şekilde takip etmenin önemi bir kez daha hatırlatılmış oldu.