FETÖ, uzun yıllardır öngörülen örgüt stratejisi ve lideri Fetullah Gülen’in kendisini ABD dışında güvende hissetmemesi nedeniyle, ABD makamlarıyla ilişkilerini daima güçlü tutma çabasındaydı. Ancak bu ilişkilerdeki odak noktasının, geleneksel olarak Demokrat Parti’ye yakınlık olduğu görülmekteydi. Örgüt, ABD seçimlerinde, belirli geri dönüşlerin sağlanabilmesi amacıyla Demokrat Parti’ye büyük miktarlarda seçim bağışları yapmayı bir strateji olarak benimsedi.
FETÖ’nün bağlı olduğu medya grubu, seçim dönemlerinde özellikle Kamala Harris’i desteklemekteydi. ABD’de sürdürdükleri varlıklarını daha da sağlamlaştırma çabasındaki FETÖ, burada da eski Türkiye’deki uygulamalarını sürdürmeye çalışarak “takiye” yöntemini aktif bir şekilde uyguladılar.
Her iki büyük siyasi partinin yanı sıra, Cumhuriyetçilerle de ilişkileri güçlendirmeye çabaladılar. Özellikle elebaşı Gülen’in manevi oğlu Enes Kanter, Cumhuriyetçi vaziyet alarak partiyle çeşitli fotoğraflar çektirerek imaj oluşturmaya gayret etti.
Demokratların iktidarda olduğu dönemde, FETÖ üyeleri ABD’den pasaport almak için yoğun çabalar harcadılar. Enes Kanter’in yanı sıra firari polis Turgay Karagöz de bu süreçte ABD vatandaşlığına sahip oldu ve ismini “Jozef” olarak değiştirdi. Ayrıca, emekli Deniz Kurmay Albay Mustafa Koç gibi diğer firari generaller de yine bu dönem boyunca ABD pasaportuna sahip oldular.
FETÖ’nün yetkilileri, zaman zaman Donald Trump’a karşı bir tutum içerisinde yer alırken, Trump’a oy verilmemesi talimatı aldıklarını beyan ettiler. Ancak bu çabalar sonucunda, Pensilvanya’da FETÖcülere ait sandıklarda Demokrat Parti’ye hata gelse de, genel seçimlerde Cumhuriyetçilerin üstün geldiği görüldü. Aynı durum FETÖ’nün gücünün olduğu Texas gibi eyaletlerde de ortaya çıktı.
FETÖ, Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesini büyük bir hayal kırıklığı olarak değerlendirdi. Bu durum, Türkiye’ye “iade edilme” korkusunu da beraberinde getirdi. Kamala Harris’in yenilgisinin ardından, parti mensupları, Trump’a karşı olan eleştirilerini silmeye yöneldiler. Örgüt içinde bulunan bazı isimler, seçim öncesi Harris’in kazanacağını düşündükleri paylaşımlarını kaldırma gereksinimi hissettiler.
FETÖ elebaşının yeğeni Ebuseleme Gülen, bu süreçte, “Umarım Trump, terörist abileri Türkiye’ye iade eder” şeklindeki paylaşımıyla dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile samimi ilişkileri olan Trump’ın tekrar başkan olmasının, örgüt üyelerini korkutması kaçınılmaz oldu. Çeşitli yasalar üzerindeki muhtemel değişimler ve yeni görevlerde değerlendirilecek isimler, FETÖ mensuplarının endişeleri arasında yer aldı.
Trump’ın, özellikle Adalet Bakanlığı için gösterdiği Matt Gaetz, FETÖ için korkulan bir isim haline geldi. Eski Demokrat Tulsi Gabbard’ın Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’ne aday gösterilmesi de FETÖ için kaygı verici bir durumdu. Örgüt üyeleri, Trump’ın politikalarının sertleşmesini, göçmen ve mülteci siyaseti üzerinden değerlendirdi ve diğer ülkelerde yeni hayat arayışlarına başladı.
Sonuç olarak, Trump’ın başkanlığını kazanmasıyla birlikte, örgüt içinde birçok konuda tedirginlikler arttı. Bu endişeler arasında; firari mahrem imamların, firari askerlerin, hakimlerin, savcıların ve diğer kamu görevlilerinin hukuki durumları, FBI tarafından başlatılan federal incelemeler, Amerika’da örgütün ana faaliyet alanı olan Charter School’ların geleceği ile ilgili
