Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.
SURİYE’DEKİ DURUMA İLİŞKİN ÖNEMLİ MESAJLAR
Bu görüşmede, Suriye’deki güncel gelişmeler değerlendirildi. Bakan Fidan, geçmişte yapılmış hataların tekrar edilmemesinin önemine dikkat çekmiştir. Bu çerçevede, Suriye rejiminin daha gerçekçi bir yaklaşım sergileyerek muhalefet ile diyalog kurması ve siyasi sürecin başlatılması gerektiği vurgusu yapılmıştır.
Ayrıca Bakan Fidan, bölgedeki tüm aktörlerin bu süreçte yapıcı bir rol oynamasının gerekliliğini belirtmiştir. Suriye’de yaşanan kaos ortamının terör örgütleri olan PKK ve DEAŞ gibi gruplar tarafından istismar edilmesine izin verilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu noktada, uluslararası kamuoyuna önemli görevler düştüğünü açıklamıştır.
Bakan Fidan, Suriye rejiminin elinde bulundurduğu kimyasal silahların bölgedeki barış ve güvenlik için ciddi bir risk teşkil ettiğine dikkat çekerek, bu risklerin önüne geçebilmek adına gerekli tedbirlerin alınmasının faydalı olacağına işaret etmiştir. Bölgedeki güvenliğin sağlanması açısından bu durumun son derece kritik olduğu aktarılmıştır.
Son olarak, bölgeye insani yardımların ulaşmasının önemine değinen Bakan Fidan, Türkiye’nin bu bağlamda gerekli desteği sağladığını ve insani krizle ilgili sorumluluklarını yerine getirmek için çaba harcadığını belirtmiştir. Türkiye’nin Suriye’deki insani durum ile ilgili duyarlılığı ve yardımları, uluslararası alanda takdirle karşılanmaktadır.
Görüşme, Suriye’deki karmaşık durumu ve uluslararası ilişkilerdeki gelişmeleri değerlendirirken, iki devletin işbirliğinin ve diyalog ihtiyacının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Türkiye ve ABD’nin, Suriye’deki barış süreçleri üzerinde birlikte çalışması, bölgedeki istikrar açısından kritik bir aşama olarak değerlendirilmektedir.
Bu telefon görüşmesi, Fidan ve Blinken arasındaki düzenli iletişimin ve stratejik ortaklığın bir yansıması olarak dikkat çekmektedir. Suriye’nin geleceği konusunda atılacak adımlar, sadece bölge ülkelerini değil, aynı zamanda uluslararası toplumu da yakından etkileyecek gelişmeler arasında yer almaktadır.