TBMM Genel Kurulu’nda 2025 Yılı Bütçe Görüşmeleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler devam etmektedir. Bu bağlamda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan kürsüde konuşma yaparken, Suriye’deki gelişmeler hakkında önemli bilgiler paylaşmıştır.
Fidan’ın konuşmasına müdahale eden Demokrasi ve Progress (DEM) Parti grubundaki vekillerin “Suriye’deki Kürtler” ifadeleri üzerine Bakan Fidan sert bir tepki göstermiştir. “Sizin için Suriye Kürtlerden, Kürtler de PKK’dan ibaret” diyen Fidan, Suriye’nin etnik yapısına dikkat çekerek, “Suriye’nin tamamına bir bakın, Araplar, Dürziler, Kürtler, Aleviler ve Sünniler var, sadece bir yer yok” ifadelerine yer vermiştir.
Suriye’nin Yeni Dönemi
Bakan Fidan, Suriye halkının 8 Aralık 2024 itibariyle yeni bir döneme girdiğini belirtti. Suriye krizinin başlangıcından itibaren 13 yıl boyunca Türkiye’nin bu durumu yakından takip ettiğini ifade eden Fidan, Suriye’nin sadece Türkiye’nin komşusu değil, diğer ülkelerin de komşusu ve aynı zamanda küresel hegemonyaların menfaat arayışının merkezinde olduğunu vurgulamıştır.
Fidan, 2016 yılında Türkiye’nin Astana süreciyle çatışmaları durdurma yönünde atılan adımların önemini aktarırken, krizin tüm aşamalarıyla ilgilendiğini ifade etmekle birlikte, Suriye rejiminin bu zamanı değerlendirmediğini söylemiştir. “2016’da savaş durduruldu, muazzam bir zaman vardı ama rejim bu süreci kendi halkı için iyi bir altyapı sağlamak üzere kullanmadı. Her zaman niyetimiz net ve samimiydi” diyen Fidan, Suriye rejiminin halkı tehdit olarak gördüğünü belirtmiştir.
Devletin Çöküşü ve Halkın Memnuniyetsizliği
Hakan Fidan, Suriye’deki mevcut durumu değerlendirirken, devletin siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan çöküşe geçtiğini ifade etmiştir. Özellikle son iki yılda bu durumu yakından takip edenlerin, devletin tüm yapılarıyla iflas etmiş durumda olduğunu bildiklerini vurgulamıştır. Cumhurbaşkanı’nın, durumu görünce müdahil olduğuna dikkat çeken Fidan, halktan yükselen memnuniyetsizlik dalgasının rejimin sonunu getirdiğini belirtmiştir.
İsrail’in Saldırganlığı ve Türkiye’nin Tutumu
Fidan, İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayarak Suriye’deki durumu istismar etme çabalarına dikkat çekmiştir. İsrail’in Suriye topraklarına girdiğini belirten Fidan, bu durumu “işgalci zihniyetinin” bir yansıması olarak değerlendirmiştir. “İsrail, Suriye halkının barışa ve huzura yaklaşma çabasını tehlikeye atıyor,” diyerek, Suriye’nin terörizmin yuvası olmasına müsaade edilmeyeceğinin altını çizmiştir.
Uluslararası Diplomasi ve Çözümler
Türkiye, uluslararası alanda Suriye’deki gelişmeleri etraflıca değerlendirip, olası yansımalarına karşı gerekli tedbirler almayı sürdürmektedir. Fidan, Suriye’den tahliye süreçleri ve sınırdaki hareketlilik bağlamında kriz merkezinin aktive edildiğini belirtmiştir. Bunun yanı sıra, uluslararası platformlarda İsrail’in silah satışını durdurmak için girişimlerde bulunulduğunu, 52 devletin ortak imzacı olduğu bir mektup hazırlandığını söylemiştir.
Sonuç olarak, Orta Doğu’da barışın sağlanması için İsrail-Filistin meselesinin 2 devletli çözümünden geçmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Türkiye, bu süreçte Suriye halkının yanında olmayı sürdürdüğünü ifade ederken, uluslararası toplumun Suriye halkını kaderiyle baş başa bırakmasının kabul edilemez olduğunu belirtmektedir.
