The New York Times’ın (NYT) yayınladığı haber, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Habere göre, Temsilciler Meclisi Komitesi, Filistin’e destek gösterilerine katılan öğrencilerin disiplin kayıtlarını talep etti. Bu durum, Columbia Üniversitesi’nde okuyan Filistinli aktivist Halil ve onunla birlikte hareket eden 7 öğrencinin tepkisini çekti.
Halil ve beraberindeki 7 öğrenci, Filistin’e destek gösterilerine katılan öğrencilerin bilgilerini Temsilciler Meclisi Komitesi ile paylaşmamak amacıyla dava açtı. Öğrenciler, üniversitenin öğrenci mahremiyetini korumakla yükümlü olduğunu belirtirken, mahkemeden davaya isimsiz veya takma isimler kullanarak devam etmelerine izin verilmesini talep etti. Davanın temel gerekçesi, komitenin yüzlerce öğrencinin ve akademisyenin kişisel bilgilerini ele geçirebileceği ve bu bilgilerin “kişileri taciz ve tehdit etmek için kullanılabileceği” endişesiydi.
Davanın ardından Temsilciler Meclisi Üyesi Tim Walberg, konuyla ilgili olarak bir açıklamada bulundu. Walberg, Halil’in açtığı davanın etkisiz olduğunu ifade ederek, “Komitemiz Yahudi öğrencileri korumak ve üniversite kampüslerimizdeki antisemitizmi önlemek için çalışmalarına devam edecektir.” şeklinde bir yorumda bulundu. Bu açıklama, toplum genelinde tartışmalara yol açtı ve davanın seyrine yönelik endişeleri artırdı.
Olayın başlangıcına dayanarak, ABD’de Columbia Üniversitesi’nde protestolara öncülük eden Halil, 3 Mart 2025 tarihinde eşiyle evine dönerken gözaltına alındı. Eylemlerin ardındaki temel sebeplerden biri, Halil’in ABD’deki varlığına dair güvenlik endişeleriydi. Avukatı Amy Greer, Halil’in bir “yeşil kartlı daimi ikametgah sahibi” olduğunu ve eşi American vatandaşı olmasına rağmen, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yetkilileri tarafından tutuklandığını bildirdi. Halil’in yeşil kartının iptal edildiği bilgisi de dikkat çekici bir ayrıntıydı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Amerika’daki Hamas destekçilerinin vizelerini veya yeşil kartlarını iptal edeceğiz, böylece sınır dışı edilebilecekler.” ifadelerini kullanarak, olayın politik boyutuna dikkat çekti. Bu durum, Amerikan yasalarının nasıl işleyeceği konusunda pek çok soruyu da beraberinde getirdi. Bununla birlikte, bir ABD yargıcı Halil’in sınır dışı edilmesine geçici bir engel kararı koydu. Yargıcın bu emaresi, Halil’in durumunun mahkemeler aracılığıyla inceleneceği anlamına geliyordu.
Tüm bu gelişmeler, ABD’deki sosyal ve politik atmosferin gergin olduğunu ve üniversitelerdeki ifade özgürlüğü, güvenlik endişeleri ve insan hakları konularının giderek daha fazla tartışıldığını göstermektedir. Columbia Üniversitesi’nde yaşanan bu olay, öğrenci hareketleri ve üniversitelerin politikaya olan etkisi açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir.