19 Ocak 2023 tarihinde Hamas ve İsrail arasında sağlanan ateşkesin ardından, birçok Filistinli aile kendi evlerine döndü ancak bu dönüş onların beklediklerinden çok farklı bir manzara ile karşılaştı. İsrail’in yoğun saldırıları sonucunda evlerinin harabe haline geldiğini gören Filistinliler, bu durum karşısında ne yapacaklarını bilemez hale geldiler.
Birçok aile, yıkılan evlerinin hemen yanına çadırlar kurarak yaşamaya çalışıyor. Gazze Şehri’nin güneybatısındaki al-Zahraa bölgesinde yaşayan Alam Al-Sarsawi, durumu dramatik bir şekilde aktarıyor. 30 yıldır bu bölgede yaşadığını belirten Al-Sarsawi, “İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyine yönelik saldırıları nedeniyle buradan göç ettim. Ancak geri döndüğümde şehrimdeki yıkım boyutu karşısında adeta şok oldum” şeklinde açıklamalarda bulundu. Al-Sarsawi, “Yıkılan evim ve annemin evinin yanına bir çadır kurdum. Geride yalnızca bir zeytin ağacım kaldı” diyerek yaşadığı derin kaybı vurguladı.
Evinin enkazına bakarken Al-Sarsawi, “Bunlar bizim yerle bir olan anılarımız ve hayallerimiz. Şehrin artık eskisi kadar güzel olup olmayacağını ve insanların buraya yeniden gelip gelmeyeceğini bilemiyorum” ifadelerini kullandı. Bu sözler, yıkımın sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal boyutunu da gözler önüne seriyor.
Diğer bir al-Zahraa sakini Abdullah Ebu Rabie ise, 2002 yılından beri bu şehirde yaşamaktaydı. Rabie, “Burada en güzel anılarımı yaşadım ancak İsrail’in başlattığı savaş her şeyi yok etti” diyerek şehrin geçmişinin neden bu kadar önemli olduğunu belirtmekte. Çağrısını uluslararası toplum ve Arap, İslam ülkelerine yönelterek, “Savaşın yol açtığı yıkım durdurulmalı. Yıkılan evimizdeki tüm anılarımız yok oldu” şeklinde bir üzüntü dile getirdi.
Ailelerinden birçok kişiyi ve sevdiklerini kaybettiklerini belirten Rabie, “Al-Zahraa’daki çadırımda kalacağım. Ülkemi terk etmeyeceğim veya göç etmeyeceğim” diyerek dayanıklılığını ve vatan sevgisini dile getirdi. Bu durum, Gazze’nin geleceği hakkında endişe taşıyan birçok insanın hislerini de yansıtıyor.
Filistinli ailelerin yaşadığı bu acı dolu durum, bölgede uzun süredir devam eden çatışmaların insan yaşamına etkisini gözler önüne seriyor. Yıkılan evler, koparılan aile bağları ve kaybedilen hayatlar, bölgedeki barış sürecinin ne denli acil bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Savaşın neden olduğu sonuçlar sadece bugünü değil, aynı zamanda geleceği de tehdit ediyor. Bu yüzden uluslararası toplumun, bu durumu durdurmak için harekete geçmesi gerektiği daha da önem kazanmaktadır.
