İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze’ye başlattığı saldırıları aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Bu süre zarfında, Orta Doğu’da büyük bir vahşet yaşanmakta ve İsrail, bu olaylarda en büyük destekçisini Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olarak bulmakta. Özellikle kanlı saldırıların ilk gününden itibaren ABD, İsrail’e her türlü destek sağlamış ve bu durum birçok eleştiriye hedef olmuştur.
ABD’nin bu insanlık dışı saldırılara verdiği destek, Filistinlilerin karşısında bir adım atmasına sebep oldu. Bu bağlamda, Gazze, Batı Şeria ve ABD’deki beş Filistinli, Washington yönetiminin Gazze’de on binlerce kişinin ölümüne ve insani bir krize yol açan İsrail saldırılarındaki destekleri dolayısıyla ABD Dışişleri Bakanlığı‘na dava açma kararı aldı.
Söz konusu dava, ABD Columbia Bölgesi Bölge Mahkemesi‘nde açıldı. Dava, Dışişleri Bakanı Antony Blinken yönetimindeki bakanlığın, Gazze ve Batı Şeria’da süregelen İsrail askeri birliklerine finansman sağlamak ve onları desteklemek yoluyla, ABD’nin insan hakları yasalarını kasıtlı bir şekilde ihlal ettiğini öne sürüyor.
Dava dilekçesinde, “Dışişleri Bakanlığı’nın Leahy Yasası‘nı uygulamadaki hesaplı başarısızlığı, 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze Saldırısı’nın başlamasından bu yana, İsrail’in ağır insan hakları ihlallerinin benzeri görülmemiş bir şekilde tırmanması karşısında özellikle şok edicidir” ifadelerine yer verilmiştir. Bu durum, uluslararası insan hakları normları açısından ciddi bir sorgulamayı beraberinde getirmektedir.
İsrail’in Gazze’deki saldırıları sonucunda, bu saldırıların başladığı günden itibaren 45,059 kişinin hayatını kaybettiği ve 107,041 Filistinlinin yaralandığı belirtilmektedir. Bu rakamlar, saldırıların ne denli yıkıcı olduğu ve bölgede yaşanan insani krizin boyutlarını gözler önüne sermektedir.
Saldırılar sürerken, uluslararası toplumun ve insan hakları örgütlerinin tepkileri de artmaktadır. Filistin halkının maruz kaldığı bu saldırılara karşı duyarsız kalınması, birçok insanın vicdanını sızlatmakta ve bu durum, özellikle hukuki zeminlerde yenilikçi yaklaşımlar gerektirmektedir. Bu bağlamda, ABD Dışişleri Bakanlığı’na açılan dava, sadece İsrail’in askeri operasyonlarıyla ilgili değil, aynı zamanda Amerika’nın bu süreçteki rolü ve sorumluluğu açısından da önemli bir hukuki tartışmayı başlatacaktır.
Sonuç olarak, Gazze’de ve Batı Şeria’da yaşanan olaylar, uluslararası ilişkilerde insan hakları, adalet ve uluslararası hukuk açısından tartışmaların alevlenmesine neden olmaktadır. ABD Dışişleri Bakanlığı’na karşı açılan bu dava, bu tür insani krizlerin çözümü için özünde bir çağrıyı ifade etmekte ve dünya genelinde adalet arayışını sürdüren seslere destek olmayı hedeflemektedir.
