Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisinin, azınlık hükümetine verdiği desteği çekmesinin ardından Başbakan Michel Barnier, zorlu bir güven oylaması ile karşı karşıya kalmış durumdadır. Bu durum, siyasi iktidarın dengelerini ciddi şekilde etkilemiş ve yeni bir belirsizlik dönemini beraberinde getirmiştir.
Daha önce, 5 Eylül 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından göreve getirilen Barnier hükümeti, özellikle solcu partilerin sert eleştirilerine maruz kalmaktadır. Seçimlerin galibi olan solcular, mevcut hükümetin aşırı sağ ile işbirliği yaptığı iddiasını sürekli olarak dile getirmekte ve bu durumun toplumsal ve siyasi istikrara zarar vereceğini belirtmektedirler. Bu eleştiriler, Barnier hükümetinin özellikle göç ve sınır güvenliği konularındaki politikalarını hedef almaktadır.
Son üç ay boyunca ülkeyi yöneten azınlık Barnier hükümeti, bu süreçte aşırı sağ görüşlerin benimsenmesiyle suçlanmıştır. Bu eleştiriler, hükümetin sınır güvenliği ve göçle mücadele konularındaki uygulamaları ile daha da güçlenmiştir. Mecliste gerçekleştirilen oylama öncesinde Başbakan Barnier, güven oylamalarıyla ilgili açıklamalarda bulunmuş ve meclis üyelerine hükümetin çalışmalarını güvence altına almak için destek çağrısında bulunmuştur.
HÜKÜMET GÜVENOYU ALAMADI
Ne yazık ki, Başbakan Michel Barnier liderliğindeki hükümet, mecliste gerçekleştirilen güven oylamasında salt çoğunluğu elde edemedi. Meclisteki yasama faaliyetlerine devam edebilmek için RN vekillerinin işbirliğine ihtiyaç duyan Merkez Sağ Azınlık Hükmeti, 574 oydan yalnızca 331’ini alarak güvenoyu alamamıştır. Bu sonuç, hükümetin meclisteki yetkilerinin geçersiz kılınması anlamına gelmektedir.
Ulusal Meclis’teki güven oylaması, Fransa’nın siyasi atmosferinde daha derin çalkantılara yol açabileceği gibi, muhalefet partilerinin güçlenmesine de zemin hazırlamaktadır. Hükümetin bu durumu, Fransa’nın siyasi geleceği açısından birçok belirsizliği de beraberinde getirmektedir.
LE PEN’DEN MACRON’A: “SON SÖZ SENDE”
Aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin lideri Jean-Marie Le Pen, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a yönelik dikkat çekici bir ifade kullandı. Le Pen, “İstifa çağırısı yapmıyorum, ama baskı artıyor; son sözü sadece o söyleyebilir,” şeklinde bir açıklamada bulunarak, Macron’un sorumluluğunu ve liderlik yetkisini vurgulamıştır. Bu durum, Fransa’daki siyasi iktidarın ve iktidardaki partilerin karşılaştığı baskıyı dile getiren önemli bir ifadedir.
Siyasal belirsizliklerin arttığı bu dönemde, Barnier hükümetinin nasıl bir yol haritası izleyeceği merakla beklenmektedir. Ülkenin içindeki siyasi kriz, dikkatlice incelenmesi gereken karmaşık bir durum sunmakta ve çeşitli siyasi aktörlerin tutumlarını yeniden değerlendirmelerini gerektirmektedir.
Yavuz Yıldırım
Haber Müdürü