Abluka altındaki Gazze, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren İsrail’in durmaksızın süren saldırıları altında. Bu süre zarfında yaşananlar, bölgedeki insani durumu çarpıcı bir biçimde etkiledi. İsrail, şu ana kadar Filistin’deki kitlesel katliamlarına bir yenisini daha ekleyerek, bölgedeki gerginliği ve acıyı derinleştirdi.
Yerel yetkililerden alınan bilgilere göre, son saldırı Gazze Şeridi’ndeki Kemal Advan Hastanesi’nin yakınında bulunan bir yerleşim bölgesini hedef aldı. Bu saldırıda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 66 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca, saldırıda 100’ü aşkın kişinin yaralandığı bildirildi. Saldırının ardından bölgedeki arama kurtarma çalışmalarının ilerlemesi ise, İsrail’in saldırılarının devam etmesi nedeniyle zorlaşmakta.
İsrail’in bu son saldırısına dair bir açıklama yapılmamış olması, uluslararası kamuoyunda tepki çekmekte. Ancak, bu saldırı ve benzeri olaylar, 7 Ekim’den bu yana süregelen saldırıların bir parçası. O tarihten bu yana, Gazze Şeridi’nde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen saldırılarda, yaklaşık 17 bin 492 çocuk, 11 bin 979 kadın ve toplamda 43 bin 985 Filistinli hayatını kaybetti. Ayrıca, bu saldırılar sonucunda 104 bin 92 kişi yaralanmış durumda.
Bölgedeki trajedi, çocukları da derinden etkilemekte. Gazze’de 35 binden fazla çocuk, ebeveynlerinden birini veya her ikisini birden kaybetmiş durumda. Bu durum, bölgedeki çocukların psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve dünya genelinde insani krizin ne denli derin olduğunu gözler önüne sermekte.
İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği bu saldırılar, sadece fiziksel kayıplarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki yaşam koşullarını da ağır bir şekilde etkiliyor. Altyapı, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi temel alanlar ciddi şekilde zarar görmekte. Çatışmaların devam etmesi, uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi sürdürsede, yaşanan insani kriz her geçen gün daha da derinleşiyor.
Bu şartlar altında, bölgedeki barış ve güvenliğin sağlanması adına atılacak adımlar büyük önem taşımakta. Uluslararası kuruluşlar ve devletler, Filistin halkının uğradığı bu ağır kayıplara karşı duyarlılık göstererek çözüm arayışlarına katkıda bulunmalıdır. Yapılan saldırıların durdurulması ve sürdürülebilir bir barış ortamının tesis edilmesi, hem Filistin halkı hem de bölgedeki tüm insanlar için hayati bir gereklilik haline gelmiştir.
