İsrail ordusunun insansız hava aracı kullanarak Gazze Şeridi’nin ortasında yer alan Deyr el-Belah kentinde bir sivil aracı hedef alması sonucunda, 4 yardım personeli hayatını kaybetti. Bu üzücü olay, bölgedeki insani durumu bir kez daha gözler önüne serdi ve sivil kayıpların artmasına neden oldu.
Bunun yanı sıra, Gazze’nin güneyinde bulunan Zeytun Mahallesi’nde bir eve düzenlenen başka bir saldırıda, 2’si çocuk toplamda 3 kişinin öldüğü, birkaç kişinin de yaralandığı bildirildi. Bu olay, sivil yaşamın ne kadar tehlikeli hale geldiğini ve savaşın toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bir kez daha vurguladı.
Hayatını kaybeden ve yaralanan kişilerin cesetleri, Deyr el-Belah’taki Aksa Şehitleri Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede durum, sağlık ekipleri ve acil servisler için kritik bir hal aldı. Yaralıların tedavisi için yoğun çaba harcandı. Ancak sağlık sisteminin, devam eden çatışmalar nedeniyle aşırı bir yük altında olduğu belirtildi.
Bugüne kadar **45 bini aşkın kişi** bu çatışmalarda hayatını kaybetti. Özellikle İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda, toplamda yaklaşık **17 bin 492’si çocuk, 11 bin 979’u kadın** olmak üzere **45 bin 317 Filistinli** yaşamını yitirdi. Bu rakamlar, savaşın etkisinin ne denli derin olduğunu ve sivil halk üzerindeki sonuçlarını göstermektedir. Aynı dönemde **107 bin 713** kişinin de yaralandığı kaydedildi.
Bölgedeki insani kriz, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmesine rağmen çözüm üretme konusunda ilerleme kaydedilememesi, durumu daha da zorlaştırıyor. Birçok uzman, bu tür saldırıların, sadece fiziki can kaybını değil, aynı zamanda toplumların geleceğini de tehdit ettiğini vurgulamaktadır. Süregelen çatışmalar, eğitim, sağlık hizmetleri ve genel yaşam standartları üzerinde olumsuz etki yapmakta, insanların günlük yaşamlarını dokuzuncu kez kesintiye uğratmaktadır.
Sonuç olarak, bu olaylar ve rakamlar, sadece bölgedeki çatışmanın acı gerçeğini yansıtmakla kalmayıp, uluslararası toplumun bir an önce harekete geçmesi gerektiğini göstermektedir. Sivil kayıpların yükselmesi ve insani krizin derinleşmesi, global barış ve güvenlik açısından kritik bir mesele olarak gündeme gelmektedir. Tüm bu gelişmeler, uluslararası diplomasi ve insani yardımların artırılması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
