Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile Dünya Gıda Programı tarafından yayımlanan Haziran-Ekim 2024 dönemine dair erken uyarı raporunda, dünya genelinde yaygın olan açlık krizinin 18 farklı noktada yoğunlaşarak arttığı belirtildi. Rapora göre, Gazze ve Sudan’daki kıtlık durumu acil yardım gerektirirken, Haiti, Mali ve Güney Sudan’da açlık krizinin daha da derinleşeceği ön görüldü. Özellikle Gazze’de çatışmaların devam etmesi durumunda 1 milyon kişinin kıtlık ve ölüm tehdidiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuldu.
Filistin’deki çatışmaların şiddeti ve yaygınlığı, Gazze Şeridi’nde yaşayan insanların büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu durum, Birleşmiş Milletler Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması’nda ‘kıtlık’ olarak sınıflandırılan 5. aşamaya kadar gidebileceği endişesini taşıyor. Raporda, en kötü senaryoya göre temmuz ortasına kadar Gazze’de 1 milyonun üzerinde insanın açlık ve ölümle karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor. Benzer şekilde, Haiti, Mali, Güney Sudan ve Sudan gibi ülkelerde de açlık krizi derinleşmeye devam ediyor. Haiti’de yaşanan artan şiddet ve gıda güvenliğine yönelik tehditler nedeniyle ülke, acil yardım gereksinimi olan ülkeler listesine eklendi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün Genel Direktörü QU Dongyu ve Dünya Gıda Programı İcra Direktörü Cindy McCain, raporun göz korkutucu beklentilere dikkat çektiğini ve acil önlemlerin alınması gerektiğini vurguladılar. Cindy McCain, kıtlık ilan edilmeden önce birçok insanın açlıktan hayatını kaybettiği örnekler vererek, bu tür felaketlerin yaşanmaması için hızlı ve etkili müdahalelerin yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Sonuç olarak, dünya genelindeki açlık krizlerinin derinleşmekte olduğu ve acil önlemlerin alınması gerektiği bir kez daha vurgulandı. Özellikle Gazze ve diğer risk altındaki bölgelerdeki insanların hayatta kalabilmeleri için uluslararası toplumun ve hükümetlerin harekete geçmesi gerektiği ifade edildi. Bu tür krizlerin önlenmesi ve insan hayatlarının korunması için süratle ve koordineli bir şekilde hareket edilmesi gerektiği belirtildi. Bu noktada, hem maddi kaynakların sağlanması hem de siyasi iradenin ortaya konması büyük önem taşıyor.
