Son dönemlerde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) silahlanma faaliyetlerinde artış gözlemlendiği belirtilirken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı tarafından konuya ilişkin bir açıklama yapılmıştır. Açıklamada, GKRY’nin izlediği yanlış politikaların, bölgenin istikrarını ve huzurunu bozabileceği uyarısında bulunulmuştur. Bununla birlikte, adada bir silahlanma yarışı başlatma ihtimalinin de altı çizilmiştir.
KKTC, GKRY’nin silahlanma faaliyetlerindeki artışın, bölgedeki hassas dengeleri tehlikeye attığını belirtmiştir. KKTC Dışişleri Bakanlığı, GKRY’nin bu konudaki çabalarını kayıt altına alarak yazılı bir açıklama yapmıştır. Açıklamada, GKRY’nin son dönemde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi uluslararası güçlerle geliştirdiği stratejik ortaklıkların, silahlanma faaliyetlerini artırmasına olanak sağladığı ifade edilmiştir. Ayrıca, ABD’nin GKRY’ye verdiği desteğin ve diğer ülkelerin, özellikle de İsrail ve Fransa’nın, Kıbrıs Rum tarafıyla yaptığı askeri işbirliklerinin bölgede dengenin bozulmasına yol açma tehlikesinin bulunduğu vurgulanmıştır.
Açıklamada, GKRY’nin son günlerde İsrail’in hava savunma sistemini kullanarak, Kıbrıs Rum savunma sistemiyle entegrasyon sağlamaya çalıştığı ve ayrıca NATO üyeliği konusunda girişimlerde bulunduğu yönündeki basında çıkan haberler hatırlatılmıştır. KKTC Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs meselesinde daha önce yaptığı hataları anımsatarak, GKRY’nin NATO üyesi olma gibi bir cesaret göstermesinin hangi güçlerden kaynaklandığını sorgulamıştır.
Açıklamada, GKRY’nin çeşitli uluslararası güçlerin çıkarları doğrultusunda askeri bir üs haline getirilmeye çalışıldığına da dikkat çekilmiştir. KKTC, Ada’nın eşit sahipleri olarak bu duruma karşı mücadele etmeye devam edeceğini belirtmiştir.
GKRY’nin güvenlik tehdidi altında olduğu iddialarıyla silahlanma faaliyetlerini artırdığı ifade edilmiştir. Açıklamada, bu silahlanma hamlelerinin ileride tüm Ada’ya büyük bir felaket getirme olasılığının çok yüksek olduğu vurgulanarak, tüm tarafları sağduyu ile hareket etmeye ve uluslararası aktörleri GKRY’yi cesaretlendirmekten vazgeçmeye davet etmiştir. Sonuç olarak, bu tür politikaların bölgedeki gerginliği artırma potansiyeli taşıdığı net bir şekilde ortaya konmuştur.