Güney Kore’deki siyasi gerginlikler, Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel’in açıklamalarıyla uluslararası gündeme oturdu. Patel, ABD’nin bu durumu büyük bir kaygıyla takip ettiğini belirtti. “Güney Kore’deki olayları yakından izliyoruz ve bu süreçte tüm muhataplarımızla çeşitli seviyelerde temas halindeyiz” ifadeleriyle, ABD’nin durumu dikkatle izlediğini vurguladı. Patel, siyasi anlaşmazlıkların hukukun üstünlüğü çerçevesinde, barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini ekledi.
Tansiyonun artmasına yol açan diğer bir gelişme ise, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un muhalefet partilerini hedef alarak sıkıyönetim ilan etmesiydi. Yoon, bu kararın Kuzey Kore yanlısı grupları etkisiz hale getirmek ve anayasal düzeni korumak için elzem olduğunu savundu. Ancak bu durum, geniş tepkilere yol açarak ülkede daha fazla tartışmalara neden oldu.
Sıkıyönetim sonrasında, askerlerin Ulusal Meclis binasına girmesi, birçok kesimden eleştiri aldı. Bu gelişme, sıkıyönetimin sadece güvenlik gerekçelerine dayandırılmadığını, aynı zamanda mevcut hükümetin muhalefetle olan çatışmasını derinleştirdiğini işaret etti. Özellikle muhalefetteki Demokrat Parti’nin bütçe tasarısını reddetmesi ve devlet denetçisine yönelik önergeler sunması, Yoon’un bu olağanüstü kararını almak için bir zemin oluşturduğu düşüncesine yol açtı.
Güney Kore anayasası, Devlet Başkanı’na savaş, silahlı çatışma, ulusal kriz veya kamu düzeninin gerektirdiği durumlarda sıkıyönetim ilan etme yetkisi vermektedir. Ancak Yoon’un bu yetkisini, iç siyasi çekişmelerin etkisiyle kullanması, hem ülke içinde hem de uluslararası arenada sert eleştirilerle karşılandı. Kısa süre sonra, Güney Kore parlamentosu Yoon’un sıkıyönetim kararını oylayarak iptal etti ve meclis binasına yerleşen askerlerin de geri çekildiği açıklandı. Bu durum, hükümetin meşruiyeti konusunda ayrıca tartışmalara yol açtı.
Son olarak, Yoon’un sıkıyönetim ilanı, Güney Kore’deki demokratik yapı ve hukukun üstünlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirmiştir. Devletin bu tür önlemlerle muhalefeti baskı altına alması, yalnızca iç politikada değil, uluslararası düzeyde de eleştirileri artırmaktadır. ABD’nin de bu konudaki duyarlılığı, Güney Kore’nin dünya üzerindeki imajı için oldukça önemlidir.
Yavuz Yıldırım
Haber Müdürü