İstanbul’da bir özel hastanede yaşanan skandal bir olayı gündeme taşıdı. B.T. isimli bir vatandaş, göğüs ağrıları nedeniyle hastaneye başvurdu. Yapılan ilk müdahalenin ardından B.T., özel bir hastaneye sevk edildi. Burada, anjiyo işlemi için ameliyathaneye alındı ve burada yaşananlar, sağlık sisteminin etik kurallarına dair ciddi bir sorgulama başlattı.
Ameliyatın devam ettiği esnada, hastanenin muhasebecisi hiçbir koruyucu kıyafet olmadan ameliyathaneye girdi. Bu durum, hastalar için bir güvenlik riski yaratmasının yanı sıra, yöneticilik ve etik kuralları açısından da büyük bir hatadır. Muhasebecinin, ameliyat masasında yatan hastayla fiyat pazarlığı yaptığı görüntülerin basına yansıması, kamuoyunda büyük bir tepki topladı.
Görüntülerde, muhasebecinin hastaya “15’e de var, 18’e de var, 35’e de var. En düşük yapabileceğim 10’a var” şeklindeki sözleri, sağlık hizmetlerinin pazara dönüştüğünü gösterdi. Bu durum, özellikle acil tıbbi müdahale anında yapılan fiyat tartışmasının kabul edilemez olduğunu gözler önüne serdi.
Yaşanan bu olay karşısında Sağlık Bakanlığı, duruma duyarsız kalamayarak hemen bir inceleme başlattı. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, bu skandalın ortaya çıkmasının ardından hastanede acil bir denetim gerçekleştirdi. Ayrıca, yaşanan olaya ilişkin idari yaptırımların uygulanacağına dair bir açıklama yayımlandı.
Bakanlık tarafından yapılan resmi açıklamada, “İstanbul’da bir özel sağlık kuruluşunda vatandaşımıza anjiyo işlemi sırasında fiyat pazarlığı yapıldığına dair basına yansıyan görüntüler hepimizi üzmüştür” denildi. Sağlık Bakanlığı, vatandaşların sağlığının asla pazarlık konusu olamayacağının altını çizdi. Acil durumlarda gerekli tıbbi ekipmanın standartlara uygun olarak hastaya instante edilmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca, acil başvurularda hastalardan herhangi bir ücret talep edilemeyeceği vurgulandı.
Sağlık Bakanlığı, bu tür olayların önlenmesi ve sağlık sisteminin güvenilirliğinin artırılması adına hastane denetimlerinin devam edeceğini de belirtti. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, gerekli idari yaptırımları da uygulayarak kamu sağlığını tehlikeye atan bu gibi durumların tekrarlanmaması için hassasiyetle çalışmalarına devam edecektir.
Sonuç olarak, B.T. isimli hastanın yaşadığı bu olay, sağlık sektöründe karşılaşılan etik sorunların ve sistemin ne denli denetlenmesi gerektiğinin bir göstergesidir. Sağlık hizmetlerinin, etik kurallar çerçevesinde, adaletli ve şeffaf bir şekilde sunulması gerekmektedir. Bu tür skandalların yaşanmaması için toplumun tüm bireylerinin bu konularda duyarlı olması ve denetim mekanizmalarının etkili bir şekilde işleyişinin sağlanması gerekmektedir.