Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, sosyal medya platformu X üzerinden iklim değişikliğinin küresel sağlık üzerindeki etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ghebreyesus, iklim kaynaklı olayların insan hareketliliği üzerindeki etkilerini vurgulayarak, bu sorunların büyük bir insani kriz oluşturduğuna dikkat çekti.
Genel Direktör, “2050’ye kadar iklim kaynaklı olaylar nedeniyle 1,2 milyara kadar insan yerinden olabilir.” ifadesini kullanarak, iklim değişikliğinin insanların yaşamlarını nasıl tehdit ettiğini ortaya koydu. Bu durumun, göçmenlerin sağlığını derin bir şekilde etkileyen bir kriz olduğunu belirterek, sağlık sorunlarının artabileceği ve bunların toplumlar üzerinde ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyardı.
Ghebreyesus, göçmen sağlığının korunmasının yalnızca ulusal değil, uluslararası bir sorun olduğunu vurguladı. İklim kriziyle mücadele konusunda farklı ülkelerin işbirliği içinde çalışmasının şart olduğunu ifade eden Ghebreyesus, “Bu nedenle göçmen sağlığının Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) ve gelecekteki COP’larda bildirgeye dahil edilmesini talep ediyoruz.” dedi. Bu talep, uluslararası görünürlük kazanarak meseleye daha fazla dikkat çekilmesini amaçlıyor.
DSÖ Genel Direktörü, hızla değişen bir dünya koşullarında herkesin, her yerde sağlık hizmetlerine erişiminin kritik önem taşıdığını belirtti. Göç eden bireylerin sağlık durumu, iklim krizinin olumsuz etkilerine karşı en savunmasız noktalardan biri olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve bu tür durumlarla başa çıkabilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerekliliği üzerinde durdu.
Ayrıca, Ghebreyesus, küresel işbirliğinin sağlanması ve iklim krizinin sağlık üzerindeki etkilerinin ele alınması gerektiğini dile getirdi. Hükümetlerin, sağlık profesyonellerinin ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek etkili stratejiler geliştirmesinin son derece önemli olduğunu belirtti. İklim değişikliğiyle mücadelede sağlık boyutunun göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken DSÖ, önlem alınmaması durumunda, insan sağlığının daha fazla tehdit altında kalacağına inanmaktadır.
Sonuç olarak, Tedros Adhanom Ghebreyesus’un bu açıklamaları, uluslararası toplumun iklim değişikliği karşısında nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğinin altını çizerken, sağlık hizmetlerine erişim konusundaki eşitsizlikleri de dile getirmiştir. Gelecekte, iklim kaynaklı göçlerin artmasıyla birlikte, bu sorunun çözümüne yönelik katılımcı bir yaklaşım benimsediğinde, hem göçmenlerin hem de ev sahibi toplumların sağlığının korunması için önemli bir adım atılmış olacaktır.
