İngiltere Parlamentosu’nda bağımsız milletvekilleri Richard Burgon ve Imran Hussain’in öncülüğünde, Dışişleri Bakanı David Lammy’e hitaben kaleme alınan bir mektup, İngiltere’nin İsrail’e kapsamlı yaptırımlar uygulaması talebini içeriyor. Mektup, son dönemde artan uluslararası çağrılara ve İsrail’in Filistin topraklarındaki politikalarına karşı sert bir duruş sergiliyor.
Bu mektuba, iktidardaki İşçi Partisi milletvekili Diane Abbott, bağımsız milletvekili John McDonnell, Yeşiller Partisi Eş Kurucusu ve milletvekili Carla Denyer ile İşçi Partisi’nin eski lideri Jeremy Corbyn’in bulunduğu, 7 farklı siyasi partiden 60’tan fazla milletvekili imza attı. Bu durum, İngiltere’de farklı parti ve görüşlerden gelen geniş bir destek bulduğunu gösteriyor.
Özellikle Liberal Demokratlar, Plaid Cymru ve İskoç Ulusal Partisi’ni temsil eden milletvekillerinin yanı sıra, İngiltere Parlamentosu’nun üst kanadı olan Lordlar Kamarası’ndan da birçok üye bu mektuba destek verdi. Bu destek, mektubun içeriğinin önemini artırarak, İngiltere’deki siyasi dinamiklerin değişebileceğini düşündürüyor.
Mektupta, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Temmuz ayında aldığı bir tavsiye kararı ön plana çıkarıldı. Bu tavsiye kararı, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalini hukuka aykırı olarak nitelendiriyor ve bu durumun mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesi gerektiğini belirtiyor. Mektup, bu bağlamda, “Mahkeme, İngiltere dahil tüm devletlerin, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki hukuka aykırı varlığından kaynaklanan durumu yasal olarak tanımama ve bunun sürdürülmesi için herhangi bir yardım veya destekte bulunmama yükümlülükleri olduğunu tespit etmiştir” ifadesini vurguluyor.
Milletvekilleri, İngiliz hükümetini uluslararası hukuka uygun hareket etmeye ve bu hususta somut adımlar atmaya davet ediyor. Mektubun içeriğinde, “Hükümete, UAD’nın işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı durumla ilgili tarihi kararını uygulamak için yaptırımlar getirmesi ve somut adımlar atması çağrısında bulunuyoruz” deniyor. Bu çağrı, sadece siyasi bir beyan değil, aynı zamanda İngiltere’nin uluslararası hukuktaki sorumluluklarını yerine getirmesi için bir zorunluluk olarak da değerlendiriliyor.
Mektupta, İngiltere’nin, İsrail’in işgal altındaki topraklarındaki yasa dışı durumunu sürdürmesine katkıda bulunan ticaret veya yatırım ilişkilerine son vermesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, bu bölgelerle ilgili ekonomik veya ticari anlaşmalardan kaçınması gerektiğine vurgu yapıldı. İngiltere’nin uluslararası hukuk bağlamındaki yükümlülüklerinin eylemleriyle bağdaşması gerektiği de ifade ediliyor. “UAD’nın tavsiye kararını desteklemek, bu taahhüdü göstermek için kritik bir adım olacaktır” değerlendirmesi, İngiliz hükümetine yönelik bir baskı oluşturuyor.
Sonuç olarak, bu mektup, meclisteki siyasi partilerin bir araya gelerek, uluslararası hukukun uygulanması ve İsrail’in Filistin topraklarındaki faaliyetlerine karşı duruş sergileme noktasında önemli bir adım oluşturdu. İngiltere’deki politikaların ve uluslararası ilişkilerin nasıl şekilleneceği, bu tip girişimlerle belirginlik kazanıyor.
