İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran’da düzenlenen bir etkinlikte önemli açıklamalarda bulundu. Pezeşkiyan, özellikle ABD ile olası müzakerelere yönelik kendi görüşlerini açıkladı. Açıklamalarında, İran’ın müzakerelere yaklaşımının kesinlikle sınırlı olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, ABD’nin İran üzerindeki “azami baskı” politikasının etkilerine dikkat çekerek, bu yaklaşımın müzakereleri olumsuz yönde etkileyeceğini ifade etti. “Biz ‘müzakere etmeyeceğiz’ demedik; en baştan müzakere istediğimizi söyledik ancak her şartta müzakerelere de katılmayacağımızı netleştirdik.” dedi. Pezeşkiyan, yaptırımların ve baskıların ardından ABD’nin füzeler ve silahlar hakkında konuşmasının ikiyüzlülük olduğunu belirtti.
Pezeşkiyan, müzakerelerin saygı temelinde gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizerken, “Bu şekilde alıştık biz,” diyerek Türkçe bir şiirden alıntı yaptı. Şiirin, onur ve özgürlük temalarını vurguladığını belirten Pezeşkiyan, “Eğer insan tilkinin gölgesinde bile uyusa, sel insanı alıp götürse de, namertlerin gölgesinde durulmaz.” şeklinde konuştu. Bu ifadeleriyle, tehditlere karşı duruşlarının ne kadar sağlam olduğunu vurguladı. “Tehditlerle bizi her şeyi yapmaya zorlayabileceklerini düşünüyorlar,” diyen Pezeşkiyan, İran’ın insanları olarak saygılı bir şekilde fakat baskılara boyun eğmeden müzakerelere katılacaklarını ifade etti.
Ek olarak, Pezeşkiyan, ABD’nin desteklediği İsrail’in tehditlerine karşı da kararlı bir duruş sergiledi. “Bazıları İsrail’den korkuyor çünkü Amerika onu destekliyor ancak biz korkmuyoruz ve korkmayacağız,” ifadelerini kullandı. Bu noktada, İran toplumunun güçlü ve dirayetli olması gerektiğini belirten Pezeşkiyan, “Toplumumuza böyle olmak yakışır,” diyerek toplumun bir bütün olarak gösterdiği cesareti ön plana çıkardı. Ayrıca, Allah’ın yardımıyla tüm sorunların üstesinden geleceklerine inandığını fakat bunun bir gecede olmayacağını belirtti.
Genel itibarıyla, Mesud Pezeşkiyan’ın bu açıklamaları, İran’ın uluslararası siyasetteki duruşunu net bir şekilde ortaya koydu. Müzakerelerin ancak saygı çerçevesinde ve baskı olmaksızın gerçekleşebileceği mesajını vermesi, İran’ın defansif stratejilerinin yanında ulusal onurunu koruma çabasını da gösteriyor. Bu bağlamda, İran’ın mevcut politikalarının gelecekte nasıl bir yön alacağını ise zaman gösterecek.
