New York Times, İsrail’in Suriye topraklarına yaptığı askeri müdahaleye dair önemli bilgilere yer vererek, bu bilgileri İsrail yetkililerine dayandırdı. Habere göre, İsrail güçleri, Suriye topraklarına ilerleyerek, çeşitli askeri hedefleri vurdu. Bu saldırılar, hafta sonunda gerçekleştiği belirtiliyor ve İsrail’in hava güçlerinin Suriye devletine ait askeri varlıkları hedef aldığı teyit edildi.
Askeri yetkililer, İsrail’in vurduğu hedefler arasında muhalefet güçlerinin eline geçmesi halinde kendileri için tehdit oluşturacak unsurlar bulunduğunu açıkladı. Bu unsurlar arasında küçük kimyasal silah depoları, radar donanımlı bataryalar, Rus yapımı hava savunma sistemleri ve Scud füzeleri yer almaktadır. Böylelikle, İsrail’in bu operasyonlar ile bölgede güvenliğini sağlama almayı hedeflediği anlaşılmaktadır.
İsrailli yetkililer, 1973 yılından sonra ilk kez İsrail güçlerinin Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi geçerek Suriye topraklarına girdiğini bildirdi. Golan Tepeleri, 1967 yılında İsrail tarafından işgal edilmişti ve bu durum, o tarihten bu yana süregelmiştir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, orduya Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi ele geçirmesi konusunda talimat verdiğini vurguladı.
Ayrıca, İsrail devlet televizyonunun (KAN) haberine göre, İsrail ordusunun işgal altındaki Golan Tepeleri’nin Suriye tarafında bulunan Şeyh Dağı’nı işgal ettiğini doğruladığı belirtildi. Bu durum, bölgedeki çatışmaların ve askeri faaliyetlerin yeniden arttığını gösteriyor.
1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması ile birlikte bölgede tampon bölge ve silahtan arındırılmış alanların sınırları belirlenmişti. Ancak son gelişmeler, bu anlaşmanın ne denli geçerliliğini koruyacağı konusunda soru işaretleri oluşturuyor.
Sonuç olarak, İsrail’in Suriye’ye yönelik bu askeri operasyonları, bölgedeki jeopolitik dengeleri etkileyebileceği gibi, Suriye iç savaşı ile ilgili dinamiklerini de değiştirebilir. Uluslararası toplumdan gelen tepkiler, İsrail’in bu tür askeri müdahalesinin ne denli kabul edilebilir olduğuna dair tartışmaları da beraberinde getirecektir. Aynı zamanda, bu olayların arka planında yatan sebepler ve uzun tarihli Suriye-İsrail çatışması yeniden gündeme gelecek gibi görünüyor.
