İran’da suikasta uğrayan ve hayatını kaybeden Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, Katar’da defnedildi. Bu olayın ardından Kudüs’teki Mescid-i Aksa ve diğer camilerde Haniye için vaazlar verildi. Ancak cuma namazı sırasında Haniye’yi öven bir vaaz verdiği gerekçesiyle Mescid-i Aksa imamı Şeyh Ekrima Sabri, İsrail güçleri tarafından gözaltına alındı.
Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Şeyh Ekrima Sabri’nin hutbesinde Kudüs sakinlerinin şehide merhamet etmesi için dua ettiğini ve ona merhamet ve cennet dilediğini belirtti. Bunun üzerine Sabri hakkında “Kışkırtıcılara karşı politikam nettir, sıfır tolerans” açıklaması yapıldı. Sabri’ye Mescid-i Aksa’ya giriş yasağı getirildi ve bu yasağın 8 Ağustos’a kadar devam edeceği açıklandı. Ayrıca bu yasağın 6 ay daha uzatılma ihtimali olduğu belirtildi.
Bu olay, İsrail ve Filistin arasındaki gerginliği artıran bir gelişme olarak değerlendirildi. Suikasta uğrayan Haniye’nin ölümü ve ardından gerçekleşen olaylar, bölgedeki siyasi tansiyonu yükseltti. Mescid-i Aksa imamının gözaltına alınması ve giriş yasağı gibi adımlar, Filistin toplumunda tepkilere neden oldu.
İsrail hükümeti, Mescid-i Aksa’da verilen vaazların Siyonist devlete karşı kışkırtıcı olduğunu ve bu tür eylemlere karşı sert önlemler alacaklarını açıkladı. Şeyh Ekrima Sabri’nin tutuklanması ve Mescid-i Aksa’ya giriş yasağı gibi adımlar, Filistinli liderler tarafından kınandı ve İsrail’in baskıcı politikaları eleştirildi.
Sonuç olarak, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa imamını gözaltına alması ve giriş yasağı getirmesi, bölgedeki gerilimi artıran ve Filistin toplumunda endişe yaratan bir gelişme olarak değerlendirildi. Bu olay, İsrail ve Filistin arasındaki ilişkilerdeki hassasiyeti ve bölgedeki siyasi dengeleri gözler önüne serdi.