İsrail ordusunun, 27 Kasım 2023 tarihinde ateşkesin ilan edilmesinin ardından, bölgedeki ihlallerin sayısı 259’a yükselmiştir. Bu ihlaller sırasında en az 31 kişi hayatını kaybetmiş, 37 kişi ise yaralanmıştır. Bu durum, ateşkes sürecinin etkinliğinin sorgulanmasına yol açmaktadır, zira uluslararası toplumun dikkatle takip ettiği bu tür olaylar, barış müzakerelerini olumsuz yönde etkilemekte ve bölgedeki gerginliği artırmaktadır.
Lübnan’ın güneyinde yer alan Kefr Kila’da, İsrail ordusunun gerçekleştirdiği saldırılarda evler havaya uçurulmuş, patlamanın şiddeti ile bölgede önemli sallantılar hissedilmiştir. Bu durumu gözlemleyen yerel halk, saldırıların yoğunluğundan ve etkisinden endişe duymaktadır. Ayrıca, Sur kenti üzerinde İsrail ordusuna ait bir insansız hava aracının (İHA) uçuş yaptığı da bildirilmiştir. Bu tür hava operasyonları, sivil halkın huzurunu daha da tehdit etmektedir.
İsrail sınırındaki Alma eş-Şaab bölgesinde hedef alınan yerlerin yanı sıra, Tayr Harfa beldesinde de evlerin bombalandığı rapor edilmiştir. Nakura beldesinde ise İsrail ordusuna ait askeri buldozerlerin evleri yıktığı görülmüştür. Bu durum, bölgedeki sivil altyapının ciddi şekilde tahrip olmasına ve insanların yerinden edilmesine neden olmaktadır. Yerel halk, sürekli tehlike altında yaşamaktadır ve bu durum, insani krize sebep olabilmektedir.
Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 8 Ekim 2023 tarihinden bu yana, 1106’sı kadın ve çocuk, 222’si sağlık çalışanı olmak üzere toplamda en az 4 bin 61 kişi hayatını kaybetmiş, 16 bin 661 kişi ise yaralanmıştır. Bu rakamlar, bölgedeki insani durumu açık bir şekilde gözler önüne sermekte ve savaşın tahrip edici etkisini göstermektedir. Sağlık hizmetlerinin de aksadığı bu dönemde sağlık çalışanları, kendi canlarını hiçe sayarak insanları kurtarma çabasına devam etmektedir.
27 Kasım 2023 tarihinde yerel saatle 04.00’te (TSİ 05.00) yürürlüğe giren ateşkes antlaşması, her ne kadar barış umudu vaadetse de, bu tür ihlallerin devam etmesi, ateşkesi sorgulanır hale getirmektedir. Uluslararası kuruluşlar ve insan hakları savunucuları, bu durum karşısında kaygı duymakta ve taraflara itidalli olmaları gerektiğini hatırlatmaktadır. Ülkeler arası diplomasi çabaları, bir an önce durumu stabilize etmek ve kalıcı bir barış sağlamak üzerine yoğunlaşmalıdır.
Seçil Selen Balık
Editor
