İsrail’in Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü operasyonlar, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana yoğun bir şekilde devam etmekte olup, bu süreçte tam olarak 443 gündür bir soykırım niteliği taşıyan eylemler sergilediği bildirilmektedir. Bu bağlamda, uluslararası toplumun, özellikle insani boyutları göz önünde bulundurarak, bu saldırılara yeterince itiraz etmediği ve sessiz kaldığı gözlenmektedir.
Bölgedeki insani durum ise giderek daha da kötüleşmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın resmi açıklamasına göre, son 24 saat içinde gerçekleştirilen dört ayrı saldırı sonucunda toplamda 32 sivilin hayatını kaybettiği, buna ek olarak 54 sivilin de yaralandığı aktarılmaktadır. Bu gelişmeler, Gazze’deki insani krizin derinleştiğini ve sivil kayıpların arttığını göstermektedir.
Devam eden saldırıların genel bilançosu oldukça korkutucu boyutlara ulaşmıştır. 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren yapılan eylemlerin sonucunda toplam can kaybı 45 bin 259’a ulaşmışken, yaralı sayısının ise 107 bin 627’ye yükseldiği belirtilmektedir. Bu sayıların, bölgedeki insani durumu ve sivil halk üzerindeki etkisini gözler önüne serdiği ifade edilmektedir.
İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyonda, sivil hedeflerin yanı sıra sağlık tesisleri, eğitim kurumları ve diğer hayati altyapılar da zarar görmekte, bu da Gazze’de yaşayan insanların yaşam koşullarını daha da zorlaştırmaktadır. Gerçekleşen bu saldırılar uluslararası insan hakları ihlalleri olarak da nitelendirilmektedir ve buna yönelik tepkiler dünya genelinde çeşitli insan hakları organizasyonları ve devletler tarafından dile getirilmektedir.
Dünya genelindeki bu tutum, hem siyasi hem de insanî yardımlar açısından büyük tartışmalara yol açmakta; çoğu ülke Filistin halkının yaşadığı acılara karşı daha aktif bir duruş sergilemeye çağrılmaktadır. Ancak, şu ana kadar net bir çözüm ya da uluslararası bir müdahale gerçekleşmiş değil, bu da kriz durumunu daha da derinleştirmektedir.
Kısacası, İsrail’in Gazze’deki operasyonları her geçen gün daha fazla can alarak insani dramı artırmakta ve dünya kamuoyunda bu duruma karşı bir tepki oluşmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, bu durumu izleyen uluslararası toplumun gösterdiği sessizlik, olayların aciliyetini ve derinliğini göz ardı etmekte; Filistin halkının maruz kaldığı trajedi ise giderek derinleşen bir soruna dönüşmektedir.
