İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında yaşanan insanlık dramı devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, son 72 saat içinde gerçekleşen 12 saldırıda 119 Filistinli hayatını kaybederken, 209 Filistinli de yaralandı. Bu saldırılarla birlikte hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bin 391’e, yaralıların sayısı ise 95 bin 760’a yükseldi. İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları, insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarına dönüşmüş durumda.
İsrail, Gazze Şeridi’ndeki katliamlarına 351 gündür devam ediyor. Sivil halkı hedef alan, barışçıl gösterilere ateş açan İsrail güçleri, insani krize neden oluyor. Filistinlilerin yaşadığı acı ve zulüm, uluslararası toplumun sessizliği karşısında daha da derinleşiyor. Filistin halkı, İsrail’in hukuksuz saldırılarına karşı direnişini sürdürürken, uluslararası toplumdan da yardım ve destek bekliyor.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana gerçekleştirdiği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı hızla artıyor. Filistinli çocuklar, kadınlar ve yaşlılar, İsrail’in hedefi haline gelirken, dünya sessiz kalmayı tercih ediyor. Sivil kayıpların artması, uluslararası camiada tepkilere neden olurken, İsrail’in keyfi saldırılarına son verilmesi çağrıları yükseliyor.
İsrail’in Gazze’ye yönelik hukuksuz saldırılarına karşı, Filistinli sivil halkın sesi dünya üzerinde duyurulmaya çalışılıyor. Filistinlilerin insan haklarına saygı gösterilmesi, savaş suçlarının soruşturulması ve uluslararası hukukun gereği olan adımların atılması gerektiği vurgulanıyor. İnsanlık onuru ve hukukun üstünlüğü, bu tür saldırıların son bulması için temel bir prensip olarak kabul ediliyor.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, masum insan yaşamlarının yok edilmesine neden olurken, uluslararası toplumun sessizliği başka bir insanlık trajedisine göz yumulduğu şeklinde yorumlanıyor. Filistin halkının yaşadığı zorluklar ve acılar, dünya kamuoyunun gündemine gelmeli ve uluslararası dayanışma sağlanmalıdır. İsrail’in keyfi saldırılarına karşı duruş sergilenmeli ve vicdan sahibi herkesin Filistin halkının yanında olması gerektiği vurgulanmalıdır. Bu insanlık dramının sona ermesi ve barışın sağlanması için gerekli adımların atılması hayati önem taşımaktadır.