Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, başkanlığındaki heyet ile birlikte Suudi Arabistan’dan gelen önemli bir misafir grubunu geçtiğimiz gün İstanbul’da ağırladı. Bu misafirler arasında Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Khaled bin Hussein Al-Biyari ve Hava Kuvvetleri Komutanı Turki bin Bandar Al Saud’un da yer aldığı belirtildi. Bu tür ziyaretlerin, iki ülke arasındaki savunma iş birliğinin güçlendirilmesi açısından büyük anlam taşıdığına dikkat çekildi.
Başkan Haluk Görgün, İstanbul’da gerçekleştirilen bu buluşmada, Suudi Arabistan tarafına Türk savunma sanayisinin potansiyelini gösterdiklerini vurguladı. Görgün, iki ülke arasında daha fazla iş birliği yapılması gerektiğinin altını çizerken, Suudi konuklarına Türkiye’nin ileri teknoloji ürünlerini ve bu ürünlerin global pazardaki yerini tanıtma fırsatı buldu.
Küresel iş birliklerinde atılan yeni adımlar arasında, Suudi Arabistan ile yapılan anlaşmalar büyük bir yer tutuyor. Geçtiğimiz yıl, BAYKAR firması ile Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı arasında 3.1 milyar dolar değerinde bir sözleşme imzalanmıştı. Bu anlaşma, özellikle Türk insansız hava araçları (TİHA) konusunda dikkat çekici bir başarı olarak kayıtlara geçti.
Anlaşma çerçevesinde, Suudi Arabistan’a toplamda 60 adet AKINCI TİHA’nın satılması planlanıyor. Bu TİHA’lar, Türk savunma sanayisinin en yeni ve etkili ürünlerinden biri olup, almakta olan ülkelerin hava güçlerini önemli ölçüde artırma potansiyeline sahip. Bu satış anlaşması, Türk savunma sanayiinin uluslararası alanda ne denli güçlü olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki bu tür stratejik iş birlikleri, sadece askeri alanda değil, aynı zamanda ticari ilişkilerin güçlenmesine de katkı sağlamaktadır. Ülkelerin savunma sanayiine yapılan yatırımlar, kendi aralarındaki ilişkilere olduğu kadar, bölgedeki güvenlik sorunlarına yönelik çözümlerin de kapısını aralıyor. Bu bağlamda, Haluk Görgün ve beraberindeki heyetin ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkileri pekiştirme ve ortak projelerin geliştirilmesi açısından büyük önem taşıdığı düşünülüyor.
Bu süreçte, Suudi Arabistan’ın savunma alanında Türkiye ile kuracağı ilişkilerin, sadece askeri iş birliği ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda diğer ekonomik sektörlerde de iş birliğine kapı açması bekleniyor. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azaltma ve kendi üretim kapasitesini artırma hedefleriyle de uyumludur.
Sonuç olarak, Türk savunma sanayinin uluslararası arenada kazandığı bu başarı ve iş birlikleri, gelecekte daha fazla ülke ile stratejik ortaklıklar kurulmasına zemin hazırlayabilir. Özellikle, Suudi Arabistan gibi bölgede güçlü bir konumda olan bir ülke ile yapılan iş birliği, Türkiye’nin savunma sanayiindeki hedeflerini gerçekleştirmesi için büyük bir fırsat sunmaktadır.
Seçil Selen Balık
Editor