Norveç merkezli Mowi, dünya genelinde en büyük deniz ürünleri şirketleri arasında yer almaktadır. Geçtiğimiz günlerde ilginç bir ödülü duyurmuş olan şirket, Troms bölgesindeki Storvika V tesisinde yaşanan sağanak yağışlar sonucu kafeslerin dış halkalarında meydana gelen hasarın ardından balıkların kaçtığını belirtti. Kaçan balıkların ortalama ağırlığının 5,5 kilogram olduğu bildirilirken, bu olay çevre aktivistleri tarafından “vahşi somonlar için bir felaket” olarak nitelendirilmektedir.
Norveç Balıkçılık Dairesi, bu durumun ardından hemen harekete geçerek balıkların geri yakalanması için yapılacak çalışmaları genişletme talimatı verdi. Normalde balık çiftlikleri, yalnızca kaçak balıkların çiftlik çevresinde 500 metre uzaklığa kadar toplanmasını sağlayabiliyordu. Ancak son yapılan değerlendirmelere göre bu çabaların, kaçak somonların mevcut durumda bulunduğu bölgelerin çok daha ötesine de yayılması gerektiği vurgulandı.
Mowi, bu olayı “ciddi ve çok üzücü” olarak tanımladı ve yakalanan balıkların kayıtlı balıkçılar tarafından güvenilir “balık kabul merkezlerine” teslim edilebileceğini açıkladı. Kaçak somonların çevresel etkileri üzerine de kampanyacılar, bu balıkların genetik çeşitliliğin azalmasına, deniz bitleriyle enfeksiyon riskinin artmasına ve vahşi somonların üreme alanları için rekabetin yoğunlaşmasına neden olduğunu ifade ediyorlar.
Özellikle geçtiğimiz yaz, Norveç’teki vahşi somon sayılarının tarihi düşük seviyelere gerilemesi sonucunda 33 farklı nehirde somon avcılığı yasaklanmıştı. Uzmanların bu konudaki endişeleri, kaçak somonların vahşi somonların sürdürülebilirliğine ciddi tehditler oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Çiftlik somonları ile vahşi somonlar arasında melezleşmenin yaşanması, doğada hayatta kalma oranlarını azaltmakta ve türlerin geleceğini tehdit etmektedir.
Sonuç olarak Mowi’nin yaşadığı bu olumsuz olay, hem deniz ekosistemleri için hem de balıkçılıkla uğraşanlar için ciddi bir sıkıntı oluşturmakta. Vahşi somonların korunması ve mevcut durumda yaşanan sorunların çözülmesi adına durumu gidişatını dikkatle takip etmek ve gerekli adımları atmak gerekmektedir. Çevresel sürdürülebilirlik adına bu tür vakaların daha fazla yaşanmaması için öncelikle bu tür durumlarla ilgili yasaların daha sıkı bir şekilde uygulanması ve denetimlerin artırılması kaçınılmaz bir hal almıştır.
