Pakistan’ın Hayber Pakhtunkhwa eyaletine bağlı Kurram bölgesinde, Sünni ve Şii gruplar arasında artan şiddet olayları gündeme geldi. Yaşanan çatışmalar sonucunda, çok sayıda sivil hayatını kaybetti ve birçok yer hasar gördü. Özellikle son yaşanan olaylar, bölgedeki mezhepsel gerginliğin ne kadar tehlikeli bir noktaya ulaştığını gözler önüne serdi.
Son olaylar sırasında, Bagan ve Bacha Kot bölgelerinde silahlı gruplar, dükkanları, evleri ve kamu mallarını ateşe vererek büyük bir tahribata yol açtı. Bu çatışmaların ardından, bölgedeki güvenlik güçleri ve polis, müdahalelerde bulunarak durumu kontrol altına almaya çalıştılar.
Resmi kaynaklar, bu olaylar sırasında toplamda 33 kişinin hayatını kaybettiğini ve 25 kişinin yaralandığını bildirdi. Üst düzey bir polis memuruna göre, olayların başlangıcı akşam saat 19.00 civarında bir grup Şii’nin, Sünnilerin yoğun olduğu Bagan Çarşısı‘na saldırması ile başlamıştır. Saldırının ardından, ateş açıldıktan sonra çarşıda dükkanlar ve etraftaki evler ateşe verildi. İlk değerlendirmelere göre, 300’den fazla dükkan ve 100’den fazla ev tamamen yanmıştır.
Mezhep çatışmalarının Kurram bölgesinde giderek arttığına dikkat çekilirken, son aylarda bu tür olaylarda toplamda yaklaşık 150 kişinin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Sadece iki gün önce, bir konvoya gerçekleşen saldırıda 42 kişi hayatını kaybetmişti. Bu tür saldırılar, hem yerel halkın güvenliğini tehdit etmekte hem de bölgedeki sosyal yapıyı sarsmakta.
Bu tür mezhep çatışmalarının temelinde genellikle geçmişten gelen düşmanlıklar, sosyal ve ekonomik faktörler yer alıyor. Kurram bölgesi, uzun yıllardır bu tür çatışmalara sahne olmuş, güvenlik güçlerinin ve yetkililerin sorunu çözmekte yetersiz kaldığı birçok durum yaşanmıştır. Son olaylar, bu sorunun derinleştiğini ve çözüm için acil önlemlerin alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
Uzmanlar, mezhepsel gerginliklerin artışını, bölgedeki siyasi istikrarsızlık ve ekonomik sorunlarla da ilişkilendiriyor. İnsanlar arasında güvenin yeniden tesis edilmesi ve kalıcı bir çözüm bulunabilmesi için, toplum liderlerinin bir araya gelmesi ve diyalog süreçlerinin başlatılması gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, benzer olayların devam etmesi ve daha fazla can kaybı yaşanması kaçınılmaz olacaktır.