Baharın gelişiyle birlikte doğa canlanırken, doğa tutkunları, kampseverler ve fotoğrafçılar yeni keşifler yapabilecekleri rotalara odaklanmaya başladı.
Yeşil ve mavi tonlarının en güzel şekilde buluştuğu Malatya, yürüyüşçülerin yeni maceralara atılmak üzere sırt çantalarını hazırladığı bir yer haline geldi. İşte Malatya’nın sunduğu, unutulmaz bir deneyim yaşamın kapılarını aralayacak Berenge rotası…
Berenge Deresi yürüyüş parkuru, Arapgir’in verimli vadilerinden ikisini takip ederek doğanın sunduğu güzellikleri keşfetmeye olanak tanımaktadır.
Yürüyüş, Arapgir’in sıcacık sokaklarından başlamakta. Tarihi kerpiç konakların arasında ilerleyen rota, kısa bir süre içinde Berenge Deresi’nin sol yanındaki toprak yola kıvrılmaktadır. Bu etap, Arapgir’in geçmişine dair derin izler taşıyan sokaklardan geçerek hem kültürel hem de doğal bir yolculuğa çıkarıyor.
Bu etabın en dikkat çekici noktalarından biri, yakın zamanda kullanılmış olan eski hamam kalıntısıdır. Arapgir sokaklarını geride bıraktıktan sonra yeşil bitki örtüsünün sarıp sarmaladığı yeniyol, yürüyüşün ikinci etabını oluşturmakta. Buradan yaklaşık iki kilometre sonra Soğuk Pınar levhasına ulaşılmakta.
Belediyenin düzenlediği pınarda kısa bir molanın ardından yola devam edilerek yokuş aşağı yürüyüşe geçiliyor. Yaklaşık 10 kilometre süren bu yol, ağaçların arasında kıvrılarak iniyor ve katılımcılara yemyeşil doğanın tadını çıkarma fırsatı sunuyor. İlkbahar yürüyüşünde, rota derenin Keban Barajı ile birleştiği noktaya kadar uzanmaktadır.
Baraj su seviyesinin yüksek olduğu zamanlarda oldukça içeri girmektedir. Ancak sonbahara yaklaşıldığında barajın su seviyesi yaklaşık bir kilometre geri çekilmektedir, bu nedenle sonbahar yürüyüşlerinde rota sonunda barajın görünmesi imkânsız hale gelir. Fakat sonbaharın avantajı, Tepte ve Berenge derelerinin birleşerek Keban’a doğru aktığı noktalardaki bağbozumunu gözlemlemektir. Bu vadiler, Arapgir’in meşhur Köhnü üzümünün yetiştiği bağlarla kaplıdır. Üzüm asmalarının sonbaharda kırmızıya bürünen yaprakları, bölgeyi bir renk cümbüşüne dönüştürmektedir.
Rotanın uzunluğuna rağmen zorluğu oldukça azdır. İnişlerde dizleri yormayan bir eğime sahiptir. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan ilerleyebileceğiniz bu rota, hem Arapgir’in yaşamını ve kültürünü keşfetmenize hem de doğayla iç içe olma deneyimi yaşamanıza imkân tanıyacaktır.