Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, üç gündür süren Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin dava, tutuklu sanıklarla avukatların savunmalarının yapıldığı bir duruşmayla devam etmiştir. Dava dosyasında en dikkat çekici detaylardan biri, Narin’in cansız bedeninin Eğertutmaz Deresi’ne saklandığını itiraf eden tutuklu sanıklardan biri olan Nevzat Bahtiyar’ın beyanlarıdır. Duruşmada, anne Yüksel Güran ve amca Salim Güran da yer alarak, suçlamaları reddetmişlerdir.
“8 yaşındaki melek çocuğumuzu neden öldürelim?” diyerek savunmaya başlayan Salim Güran, avukatlarının baştan sona bir senaryo üzerinde durduğunu ifade etmiştir. Salim, “Suçsuzum, beraatimi istiyorum” diyerek kendine yönelik iddiaları kesin bir dille reddetmiştir. Ayrıca, duruşmada yer alan avukatı, soruşturmanın gizliliğine rağmen medyada ailenin kötülenmesinin traş edildiğini belirtmiş ve aslında sahte ihbarların kaynağının araştırılması gerektiğini savunmuştur.
Avukat, “Maddi gerçeklerle ilgilenilmedi, asılsız iddialar ailemizin üzerine yıkıldı” derken, Narin’in ölümünü sağlayan kişinin gerçekten de Nevzat Bahtiyar olduğuna dair güçlü bir inançları olduğunu anlatmıştır. Olayla ilgili yapılan önceki keşiflerde, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Askeri Bahtiyar’ın olay günü Narin’in evinin çevresinde hareket ettiğini gözlemleyen tanıkların bulunduğunu aktaran avukat, “Baş aktör Nevzat, ailenin aramalarına katılırken gerçek katildir” iddialarında bulunmuştur.
Öte yandan, Salim Güran’ın arabasında DNA kalıntıları olduğuna dair bilgilerin de değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan avukat, bu kalıntının Narin sağ varken mi yoksa öldürüldükten sonra mı oluştuğunun araştırılmasını talep etmiştir. Salim Güran’ın avukatları ayrıca, müvekkillerinin gözaltında işkenceye maruz kaldığını öne sürerek, adaletin yerini bulması adına mahkemenin durumu dikkate almasını istemişlerdir.
Duruşmada tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar da ifadesini vermiştir. “Ben de suçluyum, itiraz etmiyorum” diyerek suçlamaları kabul ederken, aleyhlerine olan iftiraların dosyaya dahil edilmesini istemiştir. Avukatı ise, zorunlu müdafi olarak, durumu ve mahkemenin kararını dikkate alarak gerçek katilin tespit edilmesi için gerekenin yapılması gerektiğini ifade etmiştir.
Duruşmada başka bir dikkat çekici nokta, Yüksel Güran’ın durumu olmuştur. Acılı bir anne olarak, “Dünyada ve Türkiye’de en acılı annenin ben olduğuna inanıyorum” diyerek gözyaşlarına hâkim olamayan Yüksel Güran, gözaltı sürecinde işkence gördüğünü ve kızının cenazesine katılamadığını belirtmiştir. “Beni asın, ama namusumla oynamayın” diyerek kendisini savunmuş ve ortada gerçek bir katil varsa bulunması gerektiğini savunmuştur.
Duruşmada ayrıca, Yüksel Güran’ın avukatı, Narin Güran’ın kaybolduğu andan itibaren yaşananların takipçisi olduklarını belirterek, onun masumiyetine inandığını ifade etmiştir. “Bu dar alan baz çalışmasıyla hazırlanan raporu kesinlikle kabul etmiyoruz. Yüksel Güran’ın olayla ilgili hiçbir delil bulunmamaktadır” vurgusunu yapmıştır.
Olayın tüm detayları ve sanıkların savunmaları, adaletin sağlanabilmesi için çok önemli verilere işaret etmekte olup, davanın geleceği toplumun tamamını ilgilendirmekte ve bu açıdan büyük bir merakla takip edilmektedir.
