Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Terör Suçları Soruşturma Bürosu kapsamındaki operasyonlar, Demokratik Bölgeler Partisi (DEM Partisi) üyesi bir belediye başkanı ve dört meclis üyesini hedef aldı. Bu operasyon, özellikle terör suçları ile ilgili faaliyetlerin soruşturulması adına gerçekleştirildi.
10 Ocak 2025 tarihinde, Mersin Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlar sırasında, Akdeniz Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız, Başkan Yardımcısı Nuriye Arslan ve DEM Partisi meclis üyeleri Özgür Çağlar, Neslihan Oruç, Yakup Danış ve Hikmet Bakırhan gözaltına alındı. Bu gözaltı süreci, Türkiye’de terörizmle mücadele çerçevesinde çok önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Gözaltına alınan şahıslar, ‘Terör Örgütü Propagandası Yapmak’, ‘Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma’, ‘Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Hakkında Kanuna Aykırılık’ ve ‘2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet’ gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıyadır. Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından, 11 Ocak 2025 tarihinde adliyeye sevk edildiği öğrenildi.
Soruşturma kapsamında, Akdeniz Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız ve beraberindeki dört meclis üyesi tutuklanırken, Yakup Danış adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Bu tutuklamaların, terörle mücadelenin kararlılığını gösterdiği düşünülmektedir.
Olayın ardından, adliye önünde toplanan kalabalık bir grup, aralarında DEM Partili milletvekillerinin de yer aldığı kişilerle birlikte gün boyu kararın açıklanmasını bekledi. Bu durum, siyasi partilerin, terörle mücadele konularında nasıl bir pozisyon aldığını ve destekledikleri şahısların durumuna ilişkin kamuoyunun merakını artırmaktadır.
Bu gelişmeler, Türkiye’de siyasi tansiyonun yükse olduğu bir dönemde yaşanırken, yerel yönetimlerin ve siyasi figürlerin üzerindeki baskının da ne denli arttığını göstermektedir. Özellikle terörle mücadelenin kamuoyu ve yerel yönetimler üzerindeki yansımaları, ilerleyen günlerde daha fazla tartışmaya sebep olabilir.
Bu olay, aynı zamanda Türkiye’nin, terörle mücadelede ne denli kararlı olduğu ve hangi yöntemleri benimseyeceği konusunda kamuoyunda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Siyasi partilerin ve liderlerin bu süreçte tutumları, kamuoyu nezdinde itibarlarını da önemli ölçüde etkileyecektir.
Bu tür operasyonlar, Türkiye’nin güvenlik politikalarının bir parçası olarak görüldüğü için, gelecek günlerde benzer durumların yaşanıp yaşanmayacağı, kamuoyunun dikkatle takip edeceği bir mesele olmayı sürdürecektir.
Seçil Selen Balık
Editor