Son günlerde terörsüz Türkiye teması etrafında olumlu mesajların artması, ülkede büyük bir değişim yaşandığını göstermektedir. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin liderliğinde başlayan bu süreç, terörle mücadelede yeni bir dönemin habercisi olabilir. Bahçeli’nin yaptığı çağrılar, toplumda karşılık bulmuş ve umut verici gelişmelere zemin hazırlamıştır.
Bu çerçevede, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) heyeti, terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan ile üçüncü bir görüşme gerçekleştirerek kamuoyuna önemli bilgiler sundu. İmralı’da yapılan bu görüşmenin ardından, heyet tarafından yapılan açıklamada Öcalan’ın örgüte yönelik “PKK kendini feshetsin” çağrısında bulunduğu belirtildi. Bu durum, Türkiye’nin geleceği açısından kritik bir aşama olarak değerlendiriliyor.
Açıklamanın kamuoyunda yarattığı etki ise oldukça büyük oldu. Bu bağlamda, eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirildi. Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan Demirtaş’ı, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) 26. Dönem İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner ziyaret etti. Görüşme yaklaşık iki saat sürdü ve burada Demirtaş’ın mesajları büyük bir dikkatle dinlendi.
Görüşme sonrası açıklama yapan Metiner, Demirtaş’ın ilettiği mesajların önemine vurgu yaptı. Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında söyledikleri dikkat çekiciydi. Metiner, Demirtaş’ın, “Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’ye çok büyük saygı duyuyorum” dediğini aktardı.
Demirtaş ayrıca, bu süreçte demokratikleşme taleplerinin dile getirilmesinin yanlış olduğunu dile getirdi ve “Devlet bizim devletimiz” ifadesini kullandı. Bu açıklamalar, hem Demirtaş’ın hem de Türk siyaseti için önemli bir dönüm noktası niteliği taşıyor.
Gelişmeler, Türkiye’nin terörle mücadelesinde yeni bir dönemece girdiğini gösteriyor ve toplumda umut dolu bir atmosfer yaratıyor. Özellikle Öcalan’ın çağrısının ardından, terör örgütünün destek bulma kapasitesinin azalması bekleniyor. Bu durum, Türkiye’nin demokratikleşme yolunda atacağı adımlar açısından da olumlu bir gelişme olarak yorumlanıyor.
Elde edilen bu olumlu gelişmeler, siyasi partiler arasında daha fazla diyalog ve işbirliği gerektiğinin altını çizerken, toplumun farklı kesimleri arasında empati oluşturacak bir ortamın da kapılarını aralayabilir. Uzun zamandır devam eden çatışmaların son bulması, Türkiye’nin siyasi istikrarı açısından da kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin öncülüğünde başlatılan bu süreç ve Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı, toplumsal barışın sağlanması adına umut verici. Tüm bu gelişmeler ışığında, siyasi liderlerin ve toplumun, bu durumu iyi değerlendirmesi ve kalıcı bir çözüm için üzerine düşeni yapması gerekmektedir.
