Yılmazoğlu, yaptığı açıklamada, öğretmenlerin yıllarca öğrencilerin hayallerine dokunduğunu, ancak kendi iradeleri hiçe sayılarak evlerinden yüzlerce kilometre uzağa gönderildiklerini ifade etti. Bu durumun belirsizlik yaratarak öğretmenlerin psikolojilerini olumsuz etkilediğine ve eğitim kalitesinde düşüşe sebep olduğuna dikkat çekti.
Bakanlığın uyguladığı yanlış personel politikalarının, eğitimin çıkmaza girmesine neden olduğunu belirten Yılmazoğlu, müfredat değişikliklerindeki düzensizlikler, plansız norm belirlemeleri ve adaletsiz atamaların öğretmenlerin emeklerini göz ardı ettiğini dile getirdi.
2025’in “Aile Yılı” olarak ilan edilmesine karşın, resen atamaların aile bağlarını zedelediğini vurgulayan Yılmazoğlu, aynı il içinde bile uzak ilçelere atanan öğretmenlerin çocuklarını özlediklerini ve aileleriyle yeterince vakit geçiremediklerini söyledi.
Malatya’nın deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalıştığı bu dönemde, öğretmenlerin resen atamalarla ailelerinden ve öğrencilerinden koparılmasının vicdanları yaraladığını belirten Yılmazoğlu, Malatya’da hayat normale dönene kadar norm fazlası resen atamaların tamamen durdurulması gerektiğini dile getirdi. Öğretmenlerin bu yaralı şehre umut taşıması gerektiğinin altını çizdi.
Yılmazoğlu, 2013 yılında Malatya Doğanşehir’de meydana gelen trajik kazayı hatırlatarak, öğretmenlerin görev yerlerine ulaşımındaki güvenlik meselelerine dikkat çekti ve yolların güvenli hale getirilmesi ile ulaşımın iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.
18 Ekim 2024 tarihli Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun ilçe gruplarının coğrafi koşullara ve ulaşım imkanlarına göre düzenlenmesi gerektiğini hatırlatan Yılmazoğlu, bu kuralın göz ardı edildiğini ve atamaların yasalara aykırı olduğunu savundu.
Eğitim Gücü Sen olarak öğretmenlerin taleplerine kulak verdiklerini aktaran Yılmazoğlu, resen atamaların durdurulması, Malatya’da özel düzenlemeler yapılması, ilçe gruplarının yeniden gözden geçirilmesi, öğretmenlerin ailelerine yakın yerlere görevlendirilmesi ve güvenli ulaşım için destek sağlanması gibi taleplerini yineledi. Sendika olarak, üyelerinin haklarını korumak adına her türlü yasal hakkı kullanacakları ve bu adaletsizlikleri her platformda dile getireceklerini belirtti.
