İngiltere merkezli DEEP adlı girişim, insanlığın geleceği için çarpıcı bir vizyon ortaya koyuyor. Şirket, 2027 yılına kadar okyanus tabanında kalıcı insan yerleşimlerinin inşası için hızla çalışmalarını sürdürüyor.
DEEP’in başkanı Sean Wolpert, SpaceX’in uzay araştırmaları üzerindeki dönüşümcü etkisine benzer bir etkiyi okyanus keşif alanında yaratmayı hedefliyor.
DEEP’İN SU ALTI YAŞAM PLANLARI
DEEP, okyanus basıncına dayanabilen metal telden yaşam alanları üretmek için tel-yay eklemeli üretim teknolojisini kullanmayı tasarlıyor.
Şirketin ilk su altı yaşam alanı “Vanguard”, bu yılın sonunda tamamlanması planlanıyor.
Vanguard, eğitim ve kurtarma türündeki kısa süreli görevler için özel olarak tasarlanmış, kompakt ve taşınabilir bir yerleşim alanı olacak.
Ancak DEEP’in hedefleri bununla sınırlı kalmıyor. Şirket, uzun süreli su altı görevleri için “Sentinel” adında daha büyük yapılar geliştirmeyi amaçlıyor.
Bu yapılar, okyanusun derinliklerinde insan yaşamını sürdürebilmek için gerekli donanımlarla donatılacak.
İlk Vanguard yaşam alanı, 27,87 m² büyüklüğünde olacak ve dalgıçları, okyanusun “güneş ışığı bölgesinde” yaklaşık 100 metre derinliğe kadar barındıracak.
Sentinel’ler ise altı kişilik kapasiteye sahip olup, 28 güne kadar süren görevler için mutfak, bilim laboratuvarı ve sifonlu tuvalet gibi olanakları içerecek.
Bu yaşam alanları, okyanus basıncına karşı dayanıklılık gösterirken, aynı zamanda sakinlerinin konforunu da gözeten bir tasarıma sahip olacak.
SU ALTI YAŞAMININ ZORLUKLARI
Ancak su altı yaşamı, ek önemli zorluklar ve sağlık riskleri barındırıyor. Yüksek basınç ve yoğun hava, uzun süreli su altı yaşamının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri hakkında endişelere neden oluyor.
Ayrıca, insan yerleşimlerinin okyanus ekosistemi üzerindeki etkisi de dikkate alınması gereken bir konu. DEEP’in güneş ışığı bölgesindeki deniz yaşamının yüzde 90’ını inceleme planı, mevcut yaşam alanlarının olumsuz etkilenmesine yol açabilir.
Şirket, 2035 yılına kadar dünya genelinde 10 adet çok amaçlı proje gerçekleştirmeyi, 2050 yılına kadar ise insanlığın ilk su altı doğumunu yapmayı planlıyor.