Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, 5 Şubat 2025 tarihinde beyin kanaması nedeniyle hastaneye kaldırılan 61 yaşındaki M.A.’nın durumu ciddiyetini koruyordu. 6 günlük yoğun bakım sürecinin ardından M.A.’nın beyin ölümünün gerçekleştiği bildirildi. Aile yakınlarının üstünde büyük bir etki bırakan bu süreç, hastane yönetimi tarafından dikkatlice yönetildi.
Hastanenin organ nakli birimi, M.A.’nın yaşamını yitirmesiyle birlikte ailesiyle görüşerek organ bağışı için izin talep etti. Organ bağışı, hayat kurtarma potansiyeline sahip olduğu için son derece önemli bir tema. M.A.’nın ailesi, bu zor zamanlarında organ bağışına onay vererek yaşamsal bir karara imza attı. Bu, diğer hastalar için umut kaynağı olabilecek bir bağış süreciydi.
Ailenin onayı sonrasında, M.A.’nın böbrekleri ve karaciğeri yapılan operasyon ile alındı. Alınan organlar, Samsun’da bulunan 3 farklı hastaya umut olma yolunda hazırlandı. Bu durum, organ bağışının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
“İNSANLAR ORGAN NAKLİ BEKLERKEN HAYATLARINI KAYBEDİYOR”
M.A.’nın organ bağışı ile ilgili açıklama yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Karaciğer Nakil Sorumlu Yardımcısı Doç. Dr. Kağan Karabulut, bu bağışı takdirle karşıladı. Doç. Dr. Karabulut, “Bugün bir hastamız daha organlarını bağışladı. 3 hastamıza şifa olacak. Bağışlayan aileye teşekkür ediyoruz. Organ bağışı bizim için çok önemli bir konu. Her yıl birçok insan organ nakli beklerken hayatlarını kaybediyor. Bu nedenle, organlarımızı bağışlamak hepimizin görevidir” diye vurguladı.
Ayrıca, M.A.’nın bağışladığı 1 karaciğer ve 2 böbreğin, ihtiyaç duyan hastalar için umut ışığı olacağı belirtildi. Doç. Dr. Karabulut, “Bu hastamız yoğun bakımda uzun süre takip ettiğimiz bir hastaydı. Beyin ölümü bu akşam gerçekleşti. Ardından hasta yakınlarıyla görüşerek organlarının bağışlanmasını sağladık. İnşallah bağışlanan organları yarın hastalarımıza takacağız” dedi.
Bu olay, organ bağışının kritik önemini bir kez daha hatırlatırken, M.A.’nın ailesinin verdiği karar sayesinde 3 hastaya yeniden hayat verme fırsatı sunulmuş oldu. Organ nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artarken, bu tür bağışlar, pek çok insanın yaşamını kurtarma potansiyeline sahiptir. Bu bağış, sadece bireysel bir kurtuluş hikayesi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluğun da ifadesidir.