Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, bir dizi açılış ve etkinlik için memleketi Manisa‘ya gitti. Bu ziyaret sırasında, Özel, Spil Çocuk Evi‘nin açılışını gerçekleştirdi.
Açılışta katılımcılara seslenen Özgür Özel, yaptığı konuşmanın bir bölümünü ekonomik gelişmeler ve asgari ücret konusuna ayırdı. Öncelikle asgari ücret artışını yetersiz bulan Özel, temel yaşam malzemelerine yapılacak her zam ile asgari ücretin alım gücünün eriyeceğine dikkat çekti. Ekonomik sorunlara vurgu yaparak, Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma dair derin endişelerini dile getirdi.
Özgür Özel, daha önceki birçok çağrısını tekrar ederek, erken seçim talebinde bulundu. Coşkulu bir ifadeyle, “Buradan sayın Erdoğan’a bir kez daha sesleniyorum. Ne bu asgari ücret zammıyla, ne bu emekli maaşlarıyla ne de ürünlere verdiğiniz bu fiyatlarla geçim olmuyor,” dedi. 2025 yılında geçim yoksa seçim olacağına inandığını vurgulayarak, “Sayın Erdoğan, Manisa’dan, baba evimden, hemşehrilerimin yanından 2025 yılındaki büyük mücadeleyi başlatıyorum,” şeklinde konuştu.
Ekonomik sorunların daha da derinleşeceği görüşünü savunan Özel, “Emeklinin, emekçinin, çiftçinin, esnafın ya hakkını alacağız ya da sandığı koyacağız; iktidar olacağız,” ifadesini kullandı. Bu bağlamda, 2025 yılına dair umutlarını ve hedeflerini paylaştı.
Erken seçim çağrısını güçlendirerek, “Baba ocağımdan meydan okuyorum,” diyerek, doğup büyüdüğü yerden, hem de kendi aile köklerinden güç alarak, karşısındaki iktidara mesajlar gönderdi. Özel, “Bu milleti sana ezdirmeyeceğim. Bu ülkenin yoksullarını sana ezdirmeyeceğim,” sözleriyle, iktidara karşı bir duruş sergileyerek, 2025 hedefleri için cesur bir adım atmaya hazır olduğunun altını çizdi.
Sonuç olarak, Özgür Özel’in Manisa ziyaretindeki konuşması, ekonomik ve sosyal adaletsizlikler üzerinde yoğunlaştı. Geçim sıkıntısının giderek arttığı bir dönemde, halkı bilinçlendirme ve mücadele çağrısı yapma amacı taşıyan bu açıklamalar, politik arenada önemli bir yere sahip oldu. 2025 yılı için belirlediği hedefler ve idealler, Köklü değişimler talep eden bir halkın sesi olarak değerlendirildi ve bu tür çağrılar, gelecekteki siyasi arenadaki mücadelenin nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir gösterge niteliği taşıdı.