Rusya-Ukrayna Savaşı, 2021 yılından bu yana dünya gündeminde önemli bir yer tutuyor. Bu süre zarfında, özellikle nükleer silahlar konusundaki tehditler artmış durumda. Son olarak, ABD’nin Ukrayna’ya Rus topraklarında kullanılmak üzere uzun menzilli füze vermesi, Rusya’nın tepkisini çekerken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de güncellenmiş nükleer doktrinini onayladı.
Putin’in onayladığı yeni doktrine göre, Rusya’ya yönelik gerçekleştirilecek balistik füze, insansız hava aracı (İHA) veya diğer hava araçlarıyla yapılan saldırılara nükleer silahlarla yanıt verileceği bilgisi dikkat çekiyor. Bu durum, dünya genelinde birçok başkentte endişe yaratmış durumda.
Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlediği bir basın toplantısında Putin, özellikle Ukrayna’ya yönelik uyarılarda bulundu. Türkiye’de ‘Ukrayna nükleer silaha sahip olursa, tüm silahlarımızı kullanırız’ şeklinde halka açık bir baskı yaptı. Bu noktada, “Şu anda savaş halinde olduğumuz ülke nükleer bir güç haline gelirse ne yaparız?” diye soran Putin, Rusya’nın elindeki tüm kitle imha araçlarını kullanmaktan çekinmeyeceğini net bir dille belirtti. “Her şeyi. Buna izin vermeyeceğiz. Onların her hareketini izliyor olacağız” şeklinde bir açıklamada bulundu.
Putin, nükleer silahların yayılmasına yönelik uluslararası anlaşmalara atıfta bulunarak, Ukrayna’ya nükleer silah transferi olursa, bu durumun nükleer silahların yayılmasını önleme taahhütlerinin ihlali anlamına geleceğini dile getirdi. Eğer biri resmi olarak Ukrayna’ya silah transfer ederse, bunun sonuçlarına katlanılacağını ifade etti.
Putin ayrıca, Ukrayna’nın nükleer silah üretmesinin pratik açıdan imkansız olduğunu belirtti. Ancak, Ukrayna’nın bir “kirli bomba” yapma ihtimaline dikkat çekerek, kirliliği yaymak için radyoaktif madde ile bağlanmış konvansiyonel bir bomba üretebileceğini öne sürdü. Bu durumda, Rusya’nın uygun şekilde karşılık vereceği mesajını verdi.
Diğer yandan, ABD basınında çıkan haberlere göre, ABD Başkanı Joe Biden’ın görev süresi dolmadan önce Ukrayna’ya nükleer silah verme olasılığı olduğu iddia edildi. Ukrayna, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra nükleer silahları devralmış, ancak 1994’te imzalanan Budapeşte Memorandumu uyarınca Rusya, ABD ve İngiltere’nin güvenlik garantisiyle bu silahlardan vazgeçmiştir.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky, bu kararın ülkesi için güvenlik sorunları yarattığını defalarca dile getirmiş ve ülkesinin NATO’ya kabul edilmesini sağlamak için bu durumu bir gerekçe olarak sunmuştur. Savaşın devam etmesi ve bu tür açıklamaların artması, uluslararası ilişkilerdeki belirsizlikleri artırmakta ve dünya genelinde ciddi bir endişeye yol açmaktadır.
