Gazze’deki Refah kentinde, Sivil Savunma Teşkilatı’na ait araçların yüzde 50’sinin çalışmadığı bildirildi. Bu durumun nedeni ise İsrail ordusunun yakıt girişine engel olması, tamir atölyelerini hedef alması ve yedek parçada yaşanan eksiklik olarak açıklandı. Sivil Savunma Teşkilatı’nın acil müdahale gerektiren durumlarda hareket kabiliyetinin kısıtlandığı ve şehit ve yaralıların naklinin zorlaştığı belirtildi. Teşkilatın görevini yerine getirmesi için gereken yakıtın sağlanmamasından Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ile BM’nin sorumlu olduğu vurgulandı.
İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik hedef gözetmeksizin sürdürdüğü saldırılarda yaklaşık 37 bin kişi hayatını kaybetti. Bombalardan kurtulanlar ise büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Filistin hükümetinden yapılan açıklamada, Siyonist işgalin Gazze’de yürüttüğü savaş nedeniyle 800 bin öğrencinin eğitim haklarından mahrum bırakıldığı ifade edildi. İsrail’in saldırılarında en az 37 bin 551 Filistinli öldü, 85 bin 911 Filistinli ise yaralandı. Binlerce ölünün enkaz altında olduğu belirtilirken, hastane ve eğitim kurumları gibi sivil altyapı da hedef alındı.
Sivil Savunma Teşkilatı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’ten, UNRWA’nın itfaiye, arama kurtarma, ilk yardım ve acil müdahale araçlarına yakıt tedarik etme yükümlülüğünü yerine getirmesi için çalışmasını talep etti. İsrail’in Gazze’deki saldırıları nedeniyle yakıt sıkıntısı çeken araçların yaşattığı sıkıntılar devam ediyor. Deprem, sel ve benzeri doğal afetlerde acil müdahalede bulunan Sivil Savunma Teşkilatı’nın engellenmesi durumu, kentteki sivil halkın güvenliğini tehlikeye atabilir. Bu nedenle, uluslararası toplumun, Gazze’deki krize acil ve etkili bir şekilde müdahale etmesi gerekmektedir.
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırıları sürerken, bölgedeki sivil savunma araçlarının çalışamaması büyük bir eksiklik olarak ön plana çıkıyor. UNRWA ve BM’nin yakıt tedarikinde sorumluluk alması gerektiği düşünülmektedir. Gazze’de yaşanan insanlık dramının sona ermesi ve bölgedeki sivil halkın güvenliğinin sağlanması için uluslararası düzeyde ciddi bir adım atılması gerekmektedir. Bu süreçte, BM’nin liderliğindeki uluslararası toplumun sorumluluklarının farkında olması ve gereken desteği sağlaması beklenmektedir.
