Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in 2024 yılında Ankara’da düzenlenen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi, Türkiye’de geniş yankı uyandırmış ve bu olayla ilgili başlatılan yargı süreci dikkatle takip edilmiştir. Ekim 2024’te, Sinan Ateş’in ölümüyle ilgili davanın sonuçlandığı bildirilmiş, bu süreçte birçok kişi yargılanmış ve cezalandırılmıştır.
Dava sonucunda Eray Özyağcı, Doğukan Çep, Tolgahan Demirbaş, Vedat Balkaya ve Suat Kurt’a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiştir. Bu kişiler, Sinan Ateş’in suikast planının içerisinde yer almış ve mahkemece suçlu bulunmuşlardır. Ancak, bu dava süreci ile birlikte tartışmalı olan başka bir soruşturmanın sonuçları da merakla izlenmiştir.
Sinan Ateş’in ölümüne ilişkin ikinci bir soruşturma süreci başlatılmış, fakat bu soruşturmanın sonucunda takipsizlik kararı verilmiştir. İkinci soruşturmanın neden sonuçsuz kaldığı, olayın arka planı ve özellikle suikasti planlayan azmettiricilerin kimler olduğuna dair sorular kamuoyunda büyük bir merak uyandırmıştır.
İkinci soruşturmanın sonucunu paylaşan Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, sosyal medya hesabında şu ifadeleri kullanmıştır: “Kamuoyuna duyurulur: Az önce elime ulaşan yargı kararına göre, iddianame hazırlanmasını beklediğimiz ikinci soruşturma dosyasındaki bütün sanıklar hakkında takipsizlik kararı verildi. Bu kararla birlikte Sinan Ateş’in neden katledildiği, katledilmesi talimatını kimlerin verdiği gibi sorular cevapsız kaldı.” Bu açıklama, sosyal medyada yankı bulmuş ve Sinan Ateş’in ailesinin hissettiği adaletsizlik duygusunu gözler önüne sermiştir.
Ayşe Ateş, aynı zamanda, “Elleri kanlı azmettiricilere normal hayatları hediye edilirken, bana ve iki kızıma bir ömür boyu ölüm tehdidi altında yaşamak layık görüldü.” diyerek, durumlarının ciddiyetini vurgulamış ve bu olaydan sonra yaşadıkları ruhsal travmayı dile getirmiştir. Bu açıklamalar, birçok insanın adalet arayışının sembolü haline gelmiş ve sosyal medyada büyük destek görmüştür.
Sinan Ateş’in ölümü ve sonrasında gelişen yargı süreçleri, Türkiye’deki adalet sisteminin etkinliği ve güvenilirliği üzerine tartışmalara yol açmıştır. Birçok insan, özellikle siyasi figürlerin hedef alındığı durumlarda adaletin ne kadar sağlıklı işlediğini sorgular hale gelmiştir. Ateş’in cinayetinin arka planındaki gerilimler ve ailenin yaşadığı sıkıntılar, Türkiye’deki siyasi ortamın ne denli karmaşık ve tehlikeli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.