Sinem Kobal, medya dünyasına tekrar dönüş yaparak, ‘Her Şeyin Başı Merkür’ adlı film ile setlere geri döndü. Kenan İmirzalıoğlu ile evlendikten sonra kariyerine bir süre ara vermek zorunda kalan Kobal, iki çocuk annesi olarak hem ev hayatını hem de mesleğini dengelemeye çalışıyor. Kobal, son dönemlerde magazin sayfalarına yansıyan haberlerle adından sıkça söz ettiriyor. Son olarak bir YouTube kanalına konuk olarak hayranlarının merak ettiklerini yanıtladı. Bu programda, Kobal’ın kişisel ve profesyonel hayatına dair birçok ilginç bilgi ortaya çıktı.
Sinem Kobal, çocuklarına olan benzerlikleri hakkında, “Lalin bana, Leyla babası Kenan’a benziyor. İkimizin de gönlünü yaptılar. Çok şanslıyız.” diyerek, kendi yaşamındaki mutluluğu ve aile bağlarını vurguladı. Ayrıca, “Çocukken zengin olunca alırım dediğim evi aldım.” şeklindeki ifadesi, hayallerinin gerçekleştirilmesi konusundaki azmini gösteriyor. Kobal’ın hayatında elde ettiği başarılar, izleyicilere ilham kaynağı oluyor.
Müzik konusundaki tutkusu da dikkat çekici. Sinem Kobal, enerjisini yükseltmek istediğinde müzik dinlemeyi tercih ediyor ve en sevdiği şarkıcılardan biri olan Tarkan’ın ‘Şerbetli’ parçası ile ruh halini iyileştirdiğini belirtti. Bunun yanı sıra, yönetmen olma hayalinin olmadığını ve bunun oldukça zor bir iş olduğunu itiraf etti. Ancak burç editörlüğü gibi alternatif kariyer düşüncelerine sahip olduğunu da ifade etti. Genç nesil Z kuşağına beslediği hayranlık, bu jenerasyonun dinamiklerini sevdiğini de gösteriyor.
Ünlü olmanın avantaj ve dezavantajlarına da dikkat çeken Kobal, sevilmek gibi pozitif bir yönü olduğunu ancak bunun yanında özgürlüğünün asla tam olarak hissedilememesi gibi olumsuz bir yönünün bulunduğunu belirtti. Aslında, bu durum pek çok ünlünün dile getirdiği bir konuyu da aydınlatıyor. Ayrıca, mutfaktaki becerilerinin yeterli olmadığını ifade etmesi ise samimi bir itirafta bulunmuş oldu. Çünkü, pek çok kişi gibi onun da bazı zorlukları mevcut.
Kobal’ın ilişki yaşamına dair özel detayları da dikkat çekti. “Günaydın” ve “iyi geceler öpücüğü” gibi basit ama anlamlı ritüellerin en sevdikleri arasında olduğunu belirtti. İlişkilerde yaşanacak olan bazı fedakarlıkları da dile getirerek, “Hikayeyi çok beğeniyorsam 30 kilo almam gerekiyorsa alırım.” diyerek, yeni deneyimlere ve değişikliklere açık olduğunu vurguladı. Kendine olan güveni ve samimiyeti, izleyicileriyle olan bağını kuvvetlendiriyor. Ayrıca, ayna görmeye dayanamaması ve gözünün kayması gibi kendine özgü özellikleri, Kobal’ın insani yönlerini daha da ön plana çıkarıyor.
Yazar: Çağla Pınar Yılmaz
