Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, Milli Savunma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının 2025 yılı bütçeleri kabul edildi. Bu bütçe görüşmeleri, çeşitli siyasi tartışmalara ve gerginliklere sahne oldu.
Görüşmeler sırasında yaşanan gerilim, özellikle Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın bütçe sunumunun ardından ortaya çıktı. AK Partili milletvekillerinin Bakan Bak’a gösterdiği alkışlı destek, CHP milletvekilleri arasında rahatsızlık yarattı. Bakan Bak’ın soru cevaplama aşamasında, CHP milletvekilleri sırtlarını dönerek protesto ettiler.
Bunun sonucunda, CHP ve Saadet Partisi milletvekilleri toplantıyı terketti. Bu durum, TBMM’deki tartışmaları alevlendirdi. Salona dönen muhalefet milletvekilleri ve iktidar milletvekilleri arasında sözlü bir tartışma yaşandı. Bu olaylar, bütçe görüşmelerinin oldukça tartışmalı geçtiğini gösterdi.
Bakan Osman Aşkın Bak, tartışmalarla ilgili yaptığı açıklamada, “Enerji ve tempo yüksek olunca alışamıyorsunuz. Laf atmak bir ritüeldir, laf atmak sanattır,” şeklinde bir değerlendirmede bulundu. Bu ifadeleriyle, TBMM’deki siyasi çekişmelerin ve tartışmaların normal olduğunu, bunu yıllardır tecrübe ettiklerini belirtti.
Bakan Bak, muhalefetin eleştirilerine cevap vermeden önce, “Biz burada yıllarca çalıştık, biliyoruz bunu. ‘Ben soru sormayacağım.’ Sen bilirsin, ister sor ister sorma. Biz işimizi yaparız. Millete hizmet etmeye devam ederiz,” diyerek muhalefete mesaj gönderdi. Bu çıkış, iktidar ve muhalefet arasındaki gerilimi ve karşılıklı eleştirileri derinleştirdi.
Görüşmelerin başından itibaren, bütçelerin tartışılması ve bu tartışmanın ortaya çıkardığı gergin atmosfer, TBMM’deki siyasi dinamikleri bir kez daha gözler önüne serdi. İktidar ve muhalefet arasında süregelen çatışmalar, hem mevcut konular üzerinde hem de genel siyasi iklimde etkisini sürdürüyor. Bu olayların, 2025 yılı bütçe görüşmelerinin çalkantılı bir sürecin parçası olduğu söylenebilir.
Sonuç olarak, TBMM Genel Kurulu’nda yapılan bütçe görüşmeleri, sadece mali konu üzerinde bir tartışma değil, aynı zamanda siyasi görüşlerin çelişkisini ve toplumsal dinamiklerin de yansımasını ortaya koymuştur. Özellikle (2024) ve sonrası süreçte, siyasi tartışmaların ve bu bağlamda bütçe görüşmelerinin nasıl bir evrime gireceği merakla beklenmektedir.