Son günlerde, ABD Başkanı Donald Trump, Gazze’nin “temizlenmesi” amacıyla Ürdün, Mısır ve diğer Arap ülkelerinden daha fazla Filistinli mülteci kabul etmelerini talep etti. Bu öneri, uluslararası kamuoyunda ve özellikle Birleşmiş Milletler (BM) tarafından büyük bir tepki ile karşı karşıya kaldı.
Trump’ın bu çağrısı, Filistinlilerin komşu ülkelere yerleştirilmesine dair planlar üzerinde tartışmalara yol açarken, taşıdığı anlam derinlemesine ele alınması gereken bir mesele niteliğindeydi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Matthew Saltmarsh, bu bağlamda yaptığı açıklamalarda, BM’nin herhangi bir “temizlik” veya insanların zorla yerinden edilmesine neden olacak bir plana kesinlikle karşı olduğunu dile getirdi.
BM Cenevre Ofisi’nin iletişim direktörü Alessandra Vellucci de bu konuyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Gazze’deki yıkımın boyutlarına vurgu yapan Vellucci, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırılar neticesinde bölgenin tamamen harabe hâline geldiğini belirtti. Trump’ın önerdiği yerleştirme planlarının uygulanabilirliğine dair sorulara yanıt veren Vellucci, bu durumun oldukça varsayımsal olduğunu ve bu bağlamda henüz bir yorumda bulunmanın güç olduğunu ifade etti.
Vellucci, ayrıca, bu öneriye yönelik adı geçen Arap ülkelerinin tepkilerinin de izlendiğini belirterek, “BM, insanların zorla yerinden edilmesine yol açabilecek veya her türlü ‘temizlik’ faaliyetine neden olacak hiçbir plan ile uzlaşmayacaktır” ifadesini kullandı. Bu bağlamda, Saltmarsh da Vellucci’nin açıklamalarını referans göstererek, BM’nin insan hakları ihlallerine yol açabilecek her türlü plana karşı olduğunu tekrar vurguladı.
Özetle, Donald Trump’ın Gazze’deki Filistinlilerin, komşu ülkelerde inşa edilecek yeni konutlara yerleştirilmesi önerisi, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde ciddi eleştirilere maruz kalmış durumda. BMMYK ve BM yetkilileri, bu tür planların uygulanabilirliğini sorgularken, aynı zamanda insan haklarını koruma sorumluluğunun altını çiziyor. Gazze’de yaşanan insani kriz ve bölgedeki çatışmalar, daha uzun vadeli ve kalıcı çözümlerin bulunması gerektiğini göstermektedir.