İsrail’de yayımlanan sağ görüşlü Epoch dergisi, emniyet kaynaklarına dayandırdığı bir yazıda, ABD Başkanı Donald Trump’ın Husilerle varılan anlaşmanın, özellikle Ben Gurion Havalimanı’nın vurulmasından sonra kötü bir zamanlama olduğunu ortaya koydu.
“SALDIRILARI DURDURMA KARARI DEHŞETLE KARŞILANDI”
Yazıda, “Trump’ın Husilere yönelik saldırıları durdurma kararı, hem ABD’nin hem de İsrail’in derin bir endişeyle karşıladığı bir durumdur. Birçok kişi bu adımı, Trump’ın İsrail’in güvenliğini tehlikeye atma pahasına, Kızıldeniz’deki çatışmadan kaçma çabası olarak yorumladı” ifadelerine yer verildi.
Yazının devamında, “Trump, Husilerin barış için hazır olduklarını öne sürdü. Ancak İsrail’deki siyasi kaynaklar, bu durumun Trump’ın Körfez ülkelerine yapmayı planladığı ziyaretten önce, Yemen’deki krizden bir stratejik çıkış arayışı olduğuna yönelik değerlendirmelerle birleştiğini belirtti.” denildi.
Siyasi gözlemcilere göre, ABD, müttefiki İsrail’in güvenliğini tehlikeye atsa bile, öncelikle kendi çıkarlarını düşünmeye devam ediyor.
Husiler, yalnızca ABD gemilerine saldırmakla kalmayıp, Gazze’deki çatışmalar durana kadar saldırılarına devam edeceklerini de ifade ettiler. İsrail güvenlik kaynakları, bunun, Trump’ın Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katarlı liderlerle görüşmeleri öncesinde gerginliği azaltmayı amaçlayan geçici bir adım olduğunu düşünüyor.
“İSRAİL İÇİN SERT BİR DARBE”
Makalede, bu gelişmenin İsrail için ciddi bir sorun olduğuna ve “İsrail, Yemen’de Husilerle tek başına başa çıkmak zorunda kalabilir” yorumlarına yer verildi. Güvenlik kaynakları, Trump’ın bu kararı, Yemen’e yönelik askeri operasyonların getirdiği bir dizi stratejik zorluklar nedeniyle aldığını ifade etti. Bu zorlukların ilki, ABD’nin Sana’daki yönetimin siyasi iradesini ve askeri gücünü kıramadığını anladığı kaydedildi.
Daha sonra, kara harekatı için bir Arap koalisyonu oluşturma çabalarının başarısız olduğu belirtildi. Zira Mısır, Suudi Arabistan ve BAE, öncelikli olarak İsrail’in çıkarlarına hizmet eden ABD’nin bu girişimine katılma isteği göstermedi.
Husilerin, Gazze’ye verdikleri destek ile bölgesel düzeyde meşruiyet kazandıkları ve İsrail ile Batı’ya karşı bir sembol haline geldikleri vurgulandı.
“ABD DONANMASI İÇİN EBEDİ BİR UTANÇ”
Bir diğer dikkat çekici nokta, Husilerin, 22 adet MQ-9 insansız hava aracını düşürmeyi başarması ve üç uçağa zarar vermesiydi. ABD’de, bir uçak gemisinin doğrudan hedef olabileceği endişeleri duyulmakta ve bu durum ABD donanması için kalıcı bir utanç olarak nitelendiriliyor.
“TRUMP YEMEN BATAKLIĞINA SAPLANMA KORKUSUYLA MEYDANDAN ÇEKİLMEYİ SEÇTİ”
Yemen’de sivillerin hedef alınması ise Trump’ın siyasi muhalifleri tarafından elimde bir malzeme haline dönüştürüldü. Trump’ın iki seçeneği bulunuyordu: maliyetli ve riskli bir kara harekatı ile gerilimi artırmak ya da faydasız hava saldırılarına devam etmek. Trump, Yemen bataklığına saplanma korkusuyla, savaşı bitirmeden çekilme seçeneğini tercih etti.
NE OLMUŞTU?
Husiler ile ABD arasında, Kızıldeniz ile Babu’l Mendeb Boğazı’nda saldırıların sona ermesi konusunda bir ateşkes anlaşmasına varıldığı bilgisi geldi. Husiler, bu anlaşmayı Yemen’in başarısı olarak değerlendirdi.