Amerika Birleşik Devletleri, geçtiğimiz günlerde tarihi bir seçim sürecini geride bıraktı. Anketlerde başa baş giden yarışın sonunda Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump, zafere ulaşarak başkanlık koltuğuna oturdu. Bu seçim, Amerikan siyaseti açısından oldukça çalkantılı bir süreci işaret ediyordu. Trump, Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris’i geride bırakarak, Cumhuriyetçi tabanını sevince boğdu. Ancak bu zaferin bazı kesimlerde de büyük bir hayal kırıklığına yol açtığı belirtiliyor.
Seçilmiş Başkan Trump, daha önceki dönemlerde eşcinselliğe karşı olan tepkilerini açıkça ifade etmişti. Çılgın ve kızgın tavırlarıyla tanınan Trump, başkanlık dönemi boyunca LGBT topluluğu hakkında da tartışmalı ve tepkilere yol açabilecek açıklamalar yaptı. “Tanrı yalnızca iki cinsiyet yarattı: erkek ve kadın” diyen Trump, bu söylemiyle başkanlık sırasında izleyeceği politikaları net bir şekilde ortaya koymuş oldu. Bu durum, LGBT topluluğu arasında derin bir kaygıya yol açtı.
Donald Trump’ın başkanlık dönemi boyunca, ülkede tanınan tek cinsiyetlerin kadın ve erkek olacağını belirleyen bir yasa tasarısını Kongre’den geçirmeyi planladığı ifade ediliyor. Özellikle okullarda çocuklara uygunsuz cinsel materyaller ve transseksüellik eğitimi veren kurumlardan kesinti yapmayı hedefliyor. Bu durum, eğitim sisteminin LGBT bireylere karşı nasıl bir tutum sergileyeceği konusunu yeniden gündeme getirdi.
Trump’ın LGBT politikası ise oldukça dikkat çekici maddeler içeriyor. Bunlar arasında; çocuklara uygunsuz cinsel materyaller ve transseksüelliği öğreten okullara verilen federal fonların kesilmesi, Kongre aracılığıyla tek cinsiyet tanımlarını belirleyen bir yasa tasarısının geçirilmesi, “Yanlış bedende hapsolmuş olabileceği” tavsiyesinde bulunan yetkililere ağır yaptırımlar getirilmesi, cinsiyet değişikliklerini teşvik eden tüm programların durdurulması gibi maddeler yer alıyor. Ayrıca, aile değerlerini ve cinsiyet farklılıklarını olumlu eğitimlerle aktarma hedefi de bulunuyor.
Etki alanı genişleyen bu politika kapsamında, reşit olmayanlar için cinsiyet değiştirme ameliyatlarının yasaklanması da düşünülüyor. Bu durum, gençlerin cinsiyet kimlikleri üzerine yaptığı değişikliklerin toplumda nasıl bir karşılık bulacağı sorusunu gündeme getiriyor. Trump’ın ayrıca, büyük ilaç şirketlerinin ve hastane ağlarının, cinsiyet değişikliği ile ilgili uzun vadeli yan etkileri gizleyerek haksız kazanç elde ettiklerini araştırmayı da önerdiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Trump’ın başkanlık dönemindeki LGBT politikaları, hem destekçilerini hem de karşıtlarını ayrıştıran bir niteliğe sahip olacak gibi görünüyor. Yapılan açıklamalar ve planlanan yasalar, toplumda ciddi tartışmalara yol açacak ve bu durum, Amerikan toplumu içinde önemli bir sosyal değişim sürecine tetikleyici bir etki yaratacaktır.