ABD’de, 2025 yılında düzenlenen bir törenle görevi devralan ABD Başkanı Donald Trump, dikkat çekici ve tartışmalı kararlara imza atmaya devam ediyor. Yeni başkanlık görevi ile birlikte, özellikle sosyal ve politik konularda sert önlemler alacağını gösteren Trump, antisemitizmle mücadele konusunda da önemli adımlar atma niyetinde.
Trump’ın görevi devralmasının ardından ilerleyen saatlerde, antisemitizmle mücadele kapsamında bir başkanlık kararnamesi imzalaması bekleniyor. Bu kararname, özellikle Filistin yanlısı protestolar düzenleyen yabancı öğrencilerin ve bu tür gösterilere katılanların vizelerinin iptal edilmesini öngörüyor. Konuya ilişkin detaylar, Beyaz Saray yetkililerinden gelen açıklamalarla netlik kazandı.
Beyaz Saray kaynakları, Trump yönetiminin, özellikle radikal görüşleri savunan protestoculara karşı alacağı sert tedbirleri vurguladı. Bu kararlar, ülke içindeki sosyal istikrarı korumak ve terör tehdidi algısıyla ilgili endişeleri gidermek amacı taşımakta. Trump’ın yönetimi, bu adımlarla hem Filistin yanlısı hareketleri hedef almayı hem de Amerikan toplumundaki antisemitizm olaylarına karşı daha proaktif bir tavır sergilemeyi planlıyor.
Trump, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Üniversite kampüslerinde Hamas’ı destekleyen tüm öğrencilerin vizelerini hızla iptal edeceğim” ifadesini kullanarak, belirli bir profil üzerinde yoğunlaşılacağını açıkça ortaya koydu. Bu, Trump yönetiminin yabancı uyruklu öğrencilerin katıldığı protestolar üzerinde daha fazla kontrol sağlamayı hedeflediğini gösteriyor.
Başkan Trump, antisemitizme karşı alınacak önlemler hakkında daha fazla bilgi verdi. “ABD’li Yahudilere yönelik terör tehditlerine, kundaklama, vandalizm ve şiddet olaylarına karşı, agresif bir kovuşturma talimatı vereceğim” diyerek, durumu ciddiyetle ele aldığını ifade etti. Ayrıca, konu hakkında Amerikan halkına ve özellikle de protestolara katılan tüm yerleşik yabancılara net bir mesaj gönderdi; “Sizi bulacağız ve sınır dışı edeceğiz” dedi.
Sonuç olarak, Donald Trump yönetiminin bu yeni kararnamesi, hem ulusal güvenlik açısından hem de toplumsal huzur açısından oldukça büyük bir tartışma yaratacak gibi görünüyor. Bu tür sert önlemler, özellikle üniversite ortamlarında özgür düşünce ve ifade özgürlüğü açısından eleştirilecektir. Önümüzdeki günlerde, bu bağlamda atılacak adımlar ve alınacak tepkiler dikkatle izlenecektir.