Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Başkanı Aykut Göymen, Türk makarna sektörünün dışa bağımlılığının, son yıllarda makarnalık durum buğdayındaki yüksek rekolte sayesinde sona erdiğini belirtti. Göymen, geçen yıl 4 milyon 300 bin ton civarında makarnalık durum buğdayının hasat edildiğini ve bu yıl yaklaşık 4 milyon 900 bin ton civarında rekolte beklentisi olduğunu açıkladı. Türkiye’de yetişen kaliteli ve verimli makarnalık durum buğdayının tamamını kullanarak hem iç pazarda hem de ihracatta milli ve yerli ürünleri tercih ettiklerini vurgulayan Göymen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rekor kabul edilebilecek bir rekolte miktarına ulaştıklarını belirtti.
Göymen, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin geçen yıl 1 milyon ton civarında makarnalık durum buğdayını stoğunda bulundurduğunu da sözlerine ekledi. Gelecek dönemde toplamda 5,9 milyon ton civarında makarnalık durum buğdayının oluşmasını öngördüklerini paylaşan Göymen, bu miktarın 3 milyon tonunu makarna ve irmik üretiminde kullanacaklarını dile getirdi. Kalan 2 milyon ton civarındaki ürünlerini ise muhtemelen ihraç edeceklerini belirtti. Türkiye’de makarnalık durum buğdayı üretimindeki son iki yıldaki başarının Cumhurbaşkanı ve bakanların desteğiyle gerçekleştiğini vurgulayan Göymen, bu başarının devamını dilediklerini ifade etti.
Türk buğdayıyla makarna üretip ihraç etmenin gurur verici olduğunu belirten Göymen, ülkenin kendi ürünlerini kendi üretimine yetebilme noktasında son yıllarda önemli aşamalar kaydedildiğini vurguladı. Sulu tarımın ağırlıkta olduğu Türkiye’de, kuru tarım ürünlerini ithal ederken bugün artık kendi ürünlerini ihraç ettiklerini dile getirdi. Bu durumun çiftçiye ve sanayiciye fayda sağladığını belirten Göymen, kaliteli ürünlerini ihraç ederek ülkenin döviz girdisini artırdığını ve dış cari açığın azalmasında tarımsal ürünlerin önemli rol oynadığını ifade etti.
Sonuç olarak, Türkiye’nin makarna sektöründe yaşanan bu gelişmelerin ülke ekonomisine olumlu katkılar sağladığı ve sektörün artan rekolte sayesinde dışa bağımlılığını azalttığı görülüyor. Türkiye’nin kendi ürünlerine dayalı olarak sürdürülebilir bir üretim ve ihracat politikası izlemesi, sektörün geleceği açısından umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
