Suriye’deki iç savaşın sona ermesi ve Esad rejiminin yıkılmasıyla birlikte, Türkiye bölgedeki diplomatik ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye başladı. Bu süreçte, Türkiye’nin önemli bir hamlesi olarak, 12 yıllık bir aranın ardından Şam Büyükelçiliği’ni yeniden faaliyete geçirmesi öne çıkıyor. Türkiye, bu adımı atarak uluslararası arenada Suriye’deki yeni duruma göre pozisyon almak istediğini gösteriyor.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 12 Aralık 2023 tarihinde Türkiye’nin Nuakşot Büyükelçisi Burhan Köroğlu’nu geçici olarak Şam Büyükelçiliği Maslahatgüzarı olarak görevlendirdi. Bu atama, Türkiye’nin Suriye’deki gelişmelere olan duyarlılığını ve yeni hükümetle olan ilişkilerini güçlendirmek istemesinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Bu gelişmelerin hemen ardından, Katar da Suriye’deki Esad rejiminin devrilmesinin akabinde kendi diplomatic adımlarını atma konusunda harekete geçti. Katar, özellikle 2011 yılında Suriye’deki iç savaşın patlak vermesiyle kapatılan Şam Büyükelçiliğini yeniden açma adına bir heyet göndermeye karar verdi. Bu adım, Katar’ın Suriye içindeki yeni oluşumları destekleme konusundaki kararlılığını gösteriyor.
Katar Dışişleri Bakanlığı, Şam Büyükelçiliği’nin yeniden açılması için bir heyet gönderildiğini duyurdu. Bakanlık, heyetin geçici hükümetle gerçekleştirdiği görüşmelerde güvenliği sağlama hususunda Suriye halkına destek vereceğini aktardı. Katar Dışişleri Bakanlığı, 2011’den bu yana kapalı olan Şam Büyükelçiliği’nin yeniden faaliyet göstermeye başlayacağı tarih olarak 19 Aralık 2023’ü belirtti.
Katar’ın resmi açıklamasında, Halife Abdullah Al Mahmud’un maslahatgüzar olarak atandığı açıklandı. Bakanlığın ifadeleri, Katar’ın Suriye halkının özgürlük, onurlu bir yaşam ve sosyal adalet taleplerini desteklemeye devam ettiğini özellikle vurguladı. Ayrıca, Katar hükümetinin eski rejimin Suriye halkına yönelik baskıcı politikalarını kesin bir biçimde reddettiği de ifade edildi.
Bu diplomatik adımlar, Türkiye ve Katar’ın Suriye’deki yeni güç dinamikleri karşısında hangi stratejileri benimsediklerinin bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Her iki ülkenin de Suriye’deki gelişmelere duyarlılığı, bölgedeki istikrarın sağlanması adına izlediği politikaları etkileyeceği gibi, uluslararası ilişkilerdeki dengeleri de şekillendirebilir.
Suriye’nin karşı karşıya olduğu zorluklar ve geleceği belirsiz olan siyasi ortam, bu tür diplomatik girişimleri daha da önemlü hale getiriyor. Bu bağlamda, Türkiye ve Katar gibi ülkelerin Suriye ile olan ilişkilerini güçlendirmek için attığı adımlar, bölgenin siyasi yapısını ve uluslararası ilişkileri doğrudan etkileyebilecek bir niteliğe sahip.
Seçil Selen Balık
Editor