Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ait Türkiye’nin nüfus verilerini kamuoyuyla paylaştı. Bu verilere göre, Türkiye’de boşanma oranında artış yaşandığı görülmektedir. Yetişkin nüfus içinde boşanmış kişilerin oranı, 2014 yılında yüzde 3 iken 2024 yılında bu oran yüzde 5’e yükselmiştir. Bu durum, Türkiye’deki boşanma oranının arttığını göstermektedir.
Boşanma oranlarının en fazla olduğu iller arasında İzmir, Muğla ve Antalya öne çıkmaktadır. Özellikle İzmir, boşanmış kişilerin en fazla bulunduğu il olarak kayda geçerken, Hakkari ise bekar kişilerin oranının en yüksek olduğu şehir olarak dikkat çekmiştir. Bu veriler, toplumun dinamikleri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.
Boşanmış kişilerin en yüksek oranda bulunduğu il, yüzde 8,09 ile İzmir olurken, bunu sırasıyla yüzde 8,04 ile Muğla, yüzde 7,42 ile Antalya ve yüzde 6,77 ile Aydın izlemektedir. Bu illerdeki boşanma oranlarının yüksekliği, toplumsal ve ekonomik faktörlerden kaynaklanıyor olabilir.
Diğer yandan, hiç evlenmemiş kişilerin oranı ise ülke genelinde ortalama yüzde 29 olarak kaydedilmiştir. Hiç evlenmeyenlerin en yüksek orana sahip olduğu iller arasında yüzde 45 ile Hakkari, yüzde 44 ile Şırnak ve yüzde 39 ile Siirt yer almaktadır. Bu durum, belirli bölgelerdeki kültürel farklılıkların ve yaşam koşullarının etkisini yansıtmakta olabilir.
Toplamda 20 şehirde hiç evlenmemiş kişilerin oranının yüzde 30’u aştığı görülmektedir. Hakkari, ayrıca boşanmış kişilerin oranının en düşük olduğu il olarak kaydedilmiştir. Yerel düzeyde boşanma oranlarının düşük kalması, toplumsal yapının genel özelliklerine bağlı olarak değerlendirilebilir. 13 ilde ise boşanmış kişilerin oranı yüzde 2’nin altında bulunmaktadır.
TÜİK verilerine göre, 2009 ve 2024 yılları arasında cinsiyete göre medeni durum dağılımı incelendiğinde, erkeklerde hiç evlenmemişlerin oranının kadınlara göre daha yüksek olduğu, kadınlarda ise eşi ölenler ve boşananların oranının erkeklerden daha fazla olduğu görülmektedir. Bu durum, evlilik kurumunun kadınlar ve erkekler üzerindeki etkilerini de gözler önüne sermektedir.
Aynı dönemde, her iki cinsiyette de evli olanların oranının birbirine yakın olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum, toplumun evlilik ve boşanma konusundaki genel trendlerini anlamak açısından önemli bir veri sağlamaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye’de boşanma oranlarının artışı ve hiç evlenmemiş kişilerin yüksek oranları, sosyal yapının değiştiğini gösteren önemli bir işarettir. Bu değişim, toplumsal dinamiklerin, yaşam tarzlarının ve ekonomik koşulların etkisiyle şekillenmekte olup, gelecekte yapılacak araştırmalarla daha iyi bir şekilde anlaşılabilir. Bu tür veriler, toplumun evlilik ve boşanma konularındaki eğilimlerini analiz etmek için önemli bir kaynak oluşturmakta ve toplumsal politikaların gelişimine katkı sağlamaktadır.