Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı haziran ayı başında ABD’ye göndereceklerini kamuoyuna duyurdu. Uraloğlu’nun verdiği bilgilere göre, TÜRKSAT 6A, Türkiye’nin uzaydaki haberleşme ihtiyaçlarını karşılayacak ve önümüzdeki yıllarda da hizmet vermeye devam edecek.
Türksat, uzun yıllardır iletişim alanında teknolojik yenilikler ve uzay çalışmalarıyla adından söz ettiriyor. Türkiye’nin ilk uydu yayıncılığı deneyimi Türksat 1B ile başlayan süreç, Türksat 6A’nın fırlatılmasıyla devam edecek. Bu yeni uydunun iletişim, televizyon yayınları, askeri ve sivil haberleşme gibi alanlarda kullanılması planlanıyor.
Abdulkadir Uraloğlu, yaptığı açıklamada, TÜRKSAT 6A’nın haziran ayı içerisinde ABD’ye gönderileceğini ve temmuz ayında fırlatılacağını belirtti. Yerli ve milli imkanlarla üretilen bu uydu, Türkiye’nin uzay çalışmalarında da önemli bir adımı temsil ediyor. Bakan Uraloğlu, TÜRKSAT 6A’nın üretim sürecinin tamamlandığını ve fırlatma işleminin yakın zamanda gerçekleşeceğini vurguladı.
Uydu fırlatıldıktan sonra genellikle 15 yıl hizmet verebilen bir ömre sahip oluyor. Bu sürenin sonunda ise yeni ve daha modern uydularla değiştirilmesi gerekiyor. Su anki uyduların kapsama alanı ise Avrupa’dan Ortadoğu’ya, Türk Cumhuriyetleri’nden Uzak Doğu’ya kadar geniş bir coğrafyayı içeriyor.
TÜRKSAT 6A’nın hizmet vereceği yeni coğrafyalarda özellikle Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya gibi ülkelere ulaşılması hedefleniyor. Böylece toplamda 5 milyar insanın iletişim ihtiyacının karşılanması planlanıyor. Türkiye, bu yeni uydusu aracılığıyla daha güvenli haberleşme imkanı sunarken, aynı zamanda bu hizmetlerden gelir elde etmeyi de amaçlıyor.
Uyduların sağladığı iletişim hizmetlerinin yanı sıra, bu hizmetlerin ihraç edilmesi sayesinde ülkeye döviz girişi sağlanacak ve ekonomik açıdan da katkı sağlanmış olacak. Uyduların fırlatılması ve kullanılmasıyla Türkiye’nin uzay teknolojilerindeki yerini sağlamlaştırması ve küresel ölçekte etkin bir oyuncu olması hedefleniyor. Bu sayede Türkiye, kendi iletişim altyapısını güçlendirirken, aynı zamanda diğer ülkelere de bu hizmetleri sunarak uluslararası arenada etkinlik kazanmış olacak.
